27 Ocak 2013 Pazar

"Krİz Yönetİmİ" & Bİr Ayrılık Güncesİ

Sancılı ve alışılagelmiş bir ayrılık döneminden dökülen inciler olsun bu defa paylaşacaklarım...
Her ayrılık sizi biraz daha "geçmiş"e götürür.Artılarıyla eksileriyle, ne yazık ki bu yerle bir olmuşluk duygusu ile kendinizi daha iyi hissetmeye başlayacağınız zaman arasında bocalarsınız fazlasıyla...

Terk edilmek kadar, ayrılığı başlatan kişi olmak da insana aynı derecede acı verebilir.Özellikle de erkek arkadaşınız berbat davranışlarıyla sizi bu ayrılığa karar veren taraf olmaya zorladıysa...Ama şu anda bunların hiç bir önemi yok!
Önemli olan ayrılığı atlatma aşamasında yalnız olmadığınızı, onurunuzdan geri kalanları korumanız ve tutkularınızın peşinden gitmeniz gerektiği, son olarak da ileride sizi çok daha iyi şeylerin beklediğini bilmektir.

Peki kriz yönetimine hazır mısınız???


Tüm ayrılıklar zordur, fakat en büyük sıkıntılar ilk anlarda hissettirir kendini.Şu ya da bu şekilde, sebep her ne ise ilişkinizin sona erdiği ve başınızdan aşağı kaynar sular döküldüğü anda, öncelik vereceğiniz tek görev elinizden geldiğince az şey yapmaktır.Zaten nefes almak dışında elinizi attığınız bir çok işi yarım yamalak bırakmanız, en olası durumdur.

Bu dönemde, destek alabileceğiniz deyim yerindeyse "ilk yardım" niteliği taşıyan insanlar; aileniz, kardeşleriniz ve en en en yakın bir kaç dostunuz olabilir.Fazlası değil ! Hep yanınızda ve destek olmalarına rağmen, henüz kendinizi daha iyi hissetmenizi ve ayrılıktan önceki öz saygı düzeyine dönmenizi sağlayacak "kendini sevme manevralarına" hazır değilsiniz.Büyük olasılıkla kendinizi yıpratan duygular içindesiniz.Bu da çok normal.
Öyle bir dönemeçtesiniz ki, karar verme yeteneğinizin en parlak döneminde olmadığınız bir gerçek! Yani duygularınızı alkolle uyuşturup, her şeyin geçeceğine inanmak, tam bir saçmalık!
Siz divana uzanmış ağlarken bile beyniniz gerçekleri düşünmeyi ve kalp kırıklıklarınızı sindirmeyi sürdürüyor.Buna rağmen siz beyninizi ve kendinizi alkolle uyuşturursanız, beyniniz işlevini doğru gerçekleştiremez; yani sandığınızın aksine, iyileşme sürecinizi ertelemiş ve uzatmış olursunuz. 
Sadece şunu düşünün; şu anda yaşadığınız duygusal çalkantılar, karamsarlıklar, kendinizden ya da çevrenizdeki her şeyden nefret etmeler... sonunda bütünüyle silinip gidecek.Fakat bu karanlık dönemi yaşamanız gerekiyor.Kaçarınız yok! Biraz dişinizi sıktığınızda kendinize rağmen hayatın kara bulutları dağılmaya başlayacak.

Gecenin ilerleyen saatlerinin, gündüzlere göre çok daha zor atlatıldığını anlamaya başladığınız da bunun üzerine çalışmanız gerekecek.Aklınızda tutmanız gereken en güzel şeylerden birisi, gece yarısı ne kadar kasvetli olursa olsun, tan yerinin ağarmasını hiçbir şey engelleyemez.
Gecenin rehavetiyle o'na telefon açmanız, e-posta göndermeniz, evine gitmeniz ya da yürüyüşe çıkmanız tamamen risk içeren davranışlar olur.Karar vermeden önce sadece 1 dakika yeniden düşünürseniz, vazgeçme olasılığınız çok yüksek.
Bunların yerine telefonda söyleyeceklerinizi ya da e-postada yazmak istediklerinizi bir yere yazın; ama göndermemek üzere!Sizi biraz olsun rahatlatacaktır.


Öfke, ayrılıkla başa çıkmanın temel öğelerinden biridir.Fakat biz kadınlar öfkemizi pek dışa vurmayı beceremediğimizden ve buna alışık olmadığımızdan, içe dönük olarak yaşarız öfkemizi.Ve bu da hem ruhsal hem de bedensel olarak sağlığımızı kötü etkiler.Bu dönemde öfkenizi serbest bırakın ve bunu kalıcı bir zarar vermeyecek şekilde yapın.
Büyük olasılıkla bir süre boyunca, genelde ayrılığın ilk bir kaç günü hatta haftasında öfke duymayacaksınız.Bu çok normal.Yaşayacağınız evreleri düşündüğümüzde ilk olarak çok canı yanmış ve çökmüş olacaksınız; sonrasında bir süre kendinizi suçlamakla ve hatta erkek arkadaşınıza büyük ölçüde hak vermekle geçecek.Bu aşamadan sonra öfke devreye girdiğinde, artık bir şeyler yolunda gitmeye başlıyor diyebiliriz.






Kendinize bir defter alın."Ayrılık Günlüğü"...Bu tamamen özel bir defter olmalı.Öz eleştiriden kaçının.Aslında önemli olan ne yazdığınız değil, sadece bir şeyler yazmanız.Başlarda bu size yük gelebilir, zorlanabilirsiniz; fakat sizi dibe çeken, canınızı acıtan ve öfke dolu halinizi atlatmanıza büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.Emin olun!






Bir süre sonra sadece ve sadece hissettiğiniz duygu, yalnızlık olacaktır.Herkesin zaman zaman yalnızlık hissedebileceğini de unutmayın.Eski sevgilinizle aynı evi paylaşıyor ya da çokça vakit geçiriyordunuz; şimdi ise tek başınıza kendinizi biraz güçsüz hissedebilirsiniz.Yaşamınızı kısa zamanda değiştirmeyi başarmış olsanız bile, bu durumun duygularınız üzerinde yarattığı şokun etkileri sürecektir.
Yalnızlığın yeni bir durum olduğu bu dönemlerde yapılacak en iyi şey, ufak adımlarla ilerlemektir."Her şeyi yoluna soktum artık" diye tek başınıza vakit geçirmeye zorlamayın kendinizi, buna hiç gerek yok.
Zamanla hayata dönmeye başladığınız evrelerde ise, eski sevgilinizle sıklıkla gittiğiniz "sizin" mekanların, artık eskisi kadar "size ait" olmadığını fark edeceksiniz.
Ayrılıkla ve atlatma süreciyle birlikte hayatınız adına bir çok şey öğrendiğinizi umuyorum.Güçlü bir şekilde sevebilme ve ağır çöküntülere, acıyan canınıza katlanabilme, üstesinden gelme başarısını gösterdiğinizi hissedebilirsiniz.
Umarım bir gün, bir yerlerde sizi bekleyen "aşk" kapınızı çalar ve dolu dolu yaşayıp duygularınızı en içten şekilde paylaşabilirsiniz.

Aşk'la kalın... :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder