20 Aralık 2013 Cuma

Eşinin Anılarını Kızıyla Tekrar Canlandıran Babadan İlginç Bir Çalışma

Kimse sevdiğinden günün birinde ayrılacağını, umutlarının yok olacağını, hayat arkadaşının bir gün yanında olmayacağını ya da birlikte mutlu günlerin geçmişte kalacağını düşünmez.Düşünmek istemez.Çünkü aşk bunu gerektirir; hep yaşar ve daima yaşatır mutlulukları hep bir arada...
Hayat kadar, nefes almak kadar gerçek bir şey maalesef ölüm...
Ben Nunery...
Güzel bir eşi, sımsıcak bir yuvası, mutlu bir ailesi vardı; tüm bu güzellikleri ise bir kız çocuğu ile taçlandırmışlardı.Her şey adeta bir peri masalı gibi giderken güzeller güzeli eşi akciğer kanserine yakalandı.Ve maalesef hayata gözlerini yumdu.
Kızıyla ve mutlu ailesinin anılarıyla baş başa kalan Ben Nunery, duygu yüklü bir çalışma ile güzel eşinin anılarını yeniden canlandırmış.
Baba-kız yaşadıkları evlerinden taşınmaya karar vermişler.Evdeki bütün eşyalar kaldırıldığında Ben Nunery, evin eşiyle evlendikten hemen sonraki haline geri döndüğünü yani bomboş halini görünce, kızıyla birlikte düğün fotoğraflarını yeniden canlandırmaya karar vermiş. 
Bu haberi okuduğumda öylesine duygulandım ki, sizlerle de paylaşmak istedim.
İşte baba-kızın en anlamlı kareleri...






Size ve geride bıraktıklarınıza değer veren aşklar yaşamanız dileğiyle... :)

13 Aralık 2013 Cuma

ARAMIZDA KALSIN!

Kadınlar da erkekler de maalesef ki bir araya geldiklerinde sohbet adı altında "dedikodu" yapmaktan kendilerini alamıyorlar.
Onun ilişkisi şöyleymiş, biri ötekine böyle demiş, onlar ayrılmış, bunlar evlenmiş...derken sıra kendilerine geliyor ve kendi ilişkileri hakkında da konuşmaktan çekinmiyorlar.
Bir zamanlar çok sevdiğim bir arkadaşım beni bu konuda uyarmıştı; "İlişki dediğin iki kişilik yaşanır, kavgası da mutluluğu da...Herkese her şeyi anlatmamalısın, ailene bile; özel hayat diye boşuna dememişler!" demişti.
Kesinlikle katılıyorum.Özellikle de ilişki de yaşanan sorunları yakın bir arkadaşınızla ya da ailenizden biri ile paylaşarak rahatlama düşüncesi, bir çok ilişkiyi sona sürüklüyor maalesef...
İlişkiniz için yapabileceğiniz en iyi şey, yaşadığınız sorunlardan bahsetmemek!
Neden mi?


İlişki iki kişiliktir!
Öncelikli nedeniniz, ilişkinin sadece iki kişilik olmasıdır.Sevginiz, mutluluğunuz, özel anlarınız nasıl ki sadece ikinizin arasında yaşanıyorsa öfkleriniz ve tartışmalarınız da ikinizin arasında kalmalıdır. İlişkiniz sizden başka kimseyi ilgilendirmez.Size tarafsız ve aklı başında tavsiyeler verecek biriyle sorunlarınızı paylaşmanızda elbette ki bir sakınca yok.İnsan bazen içini dökmek ve dertleşmek isteyebilir.Fakat ilişkinizdeki ufak detaylara kadar anlatmanız, ileriye dönük sorunlar yaratacaktır.Onların yorumlarından etkilenip yanlış kararlar verebilirsiniz.
Tüm bunların yanı sıra, ilişkinizde yaşadığınız sorunlar kimseyi ilgilendirmez; ilgilendirmemeli! İlişkinizde olup biten her şey yalnızca sizi ilgilendirir.Siz ilişkinizde sorun yaşadığınızda, bunu başka birine anlatarak rahatlayıp unuturken, bütün ayrıntıları bilen yakınlarınız bu sorunları hiç unutmayacaktır.Temelinde sizin iyiliğinizi istemeleri olduğu için sevdiğiniz insana karşı kin besleyebilirler.



Genellikle çevremize, eşimizle aramızda mutlu bir ilişki ve kopmayacak bir bağ olduğunu göstermeye çalışırız.Fakat sürekli problemlerimizden bahsederek, kötü ve sorunlarla boğuşan bir tablo çizeriz.Çevremizdeki insanların kafasında negatif düşünceler belirmesine sebep olabiliriz.Hatta bize karşı tavırlarında değişiklikler bile yaratabilir bu durum.


Bazen de konuştukça problemler büyümeye başlar.Siz rahatlamak ve biraz hafiflemek için anlatmak isterken, bir anda ne kadar çekilmez bir ilişki içinde olduğunuzu düşünürken bulabilirsiniz kendinizi..."Gaza gelmek" diye tanımlayabileceğimiz bu durumun sebebi de, sorunlarımızı en ince ayrıntısına kadar anlatmaktan çekinmediğimiz yakınlarımız olabilir.Belki de biraz bahsedip rahatlamakken amacınız, konuyu geçiştirmenize müsaade etmeyen arkadaşlarınız yüzünden kavga etme potansiyeli yüksek bir canavara dönüşebilirsiniz.
Sözün özü, ilişki iki kişilik yaşanır.
İki kişilik bir koltuğa dört kişi oturamayacağı gibi... :)
"Aşk"la kalın... :))

4 Aralık 2013 Çarşamba

Hoşça Kal...

Güzel başlamıştı her şey, hayattan ve gerçeklerden bir haberdi genç kadın ile genç adam...
Adamın bakışları yıllanmıştı; seneler sonrasından bakıyordu adeta kadına.Bir o kadar da sevgi dolu ve tutkuluydu; sevgisiyle sarıp sarmalamıştı kadının en derin yaralarını...
Gözlerindeki derin maviden coşkun dalgalarla taşıyordu kadının sevgisi...Genç adama duyduğu sevgi öylesine kaplamıştı ki yüreğini, baktıkça içi sızlıyordu sevgisinin şiddetinden..
O gün gelip çatmıştı; olmazlar olmuş, hayalleri bir toz bulutu gibi dağılıp etrafa saçılmıştı.Toparlayamadı genç kadın yüreğinin kırıklarını; göremedi genç adam sevgisini kalbine gömen uçurumun kenarındaki kadını...


Ve kadın sessizliğe gömüldü duygularında; sadece kalbiyle konuşuyordu, ona anlatıyordu genç adamı...
Bir kitapta okumuştu Tazeoğlu'nun kaleminden hislerini;

"İyi değilim aşkım. 

Umutsuzca uyanıyorum sabahları. 
Güneş yüzüme vurdukça daha bir karanlık oluyor günlerim. 
Kahvaltı saatlerimi hep kaçırıyorum. 
Bilirsin sigara iştahımı kesiyor. 
Öyle pek özenmiyorum üstüme başıma… 
Ne geçerse elime giyiyorum. 
Sen yoksun ya ‘’güzel görünüyorsun’’ demesinler istiyorum. 
Yine en arka koltuğunda oturuyorum minibüsün yine camda oluyor gözlerim. 
Sen tutmuyorsun ya elimi cebimden hiç çıkartmıyorum.

İyi değilim aşkım. 

Herkes sana benziyor sanki… 
’’saçı az daha kısa olsa biraz daha içten gülse..’’ 
daha çok benzeyecek olanları ayırıyorum. 
Yoksun ya yokluğun da yepyeni senler arıyorum. 
En zor geceler oluyor. 
İzlediğimizi izlemiyorum, senin uyuduğun saatlerde uyumuyorum. 
Olur ya bir rüyada karşılaşma ihtimali.

İyi değilim aşkım. 

Unutuyor gibi yapıyorum. 
Biriken yaralarımı acıtmasınlar diye hiç kanatmıyorum. 
Seni de kan tutardı hani.. 
Bak görüyorsun bunu bile hatırlamıyorum.

İyi değilim aşkım. 

Artık şiirlerimde yok süslü kelimelerle sana seslenecek. 
Adının geçmediği cümlede O gitti diyerek, sevgiyi anlatmak çok zor oluyor çünkü. 
Kağıda kaleme dokununca kömür değil, gözyaşım dökülüyor ya, ziyan oluyor sayfalarım. 
Bir de Pazar günleri var tabi. 
Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. 
Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. 
Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum…

İyi değilim aşkım. 

Daha bencil oldu duygularım daha çok ben demeyi, daha çok sabretmeyi öğrendim. 
sayısız yalanlarla ‘’çok özledim’’ seni demeyecek kadar.. 
Yokluğunla aramda inanılmaz bir dostluk başladı. 
Kimseyi almıyoruz aramıza.. 
bak benden başka sen, senden başkada düşüncem yok satırlarımda..

İyi değilim aşkım. 

Hiç iyi değilim.. 
Bu saatten sonra sana ‘’dön’’ mü yoksa ‘’hoşça kal’’ mı demeliyim.?"
                                                   K. TAZEOĞLU

3 Aralık 2013 Salı

"Arıza" Sinyallerine DİKKAT!

Güvenli ve güzel bir ilişki kurmak için, ilişkinin başındayken bazı ipuçlarına dikkat etmek gerekir."Arızalı" biriyle bir ilişkiye başlayıp, hayatınızı zindan içinde geçirmek zorunda değilsiniz.Bu ipuçlarını baştan değerlendirerek, sorunlu insanları baştan tanıyıp henüz ilişki derinleşmeden kalbinizin kapılarını kapatmanız gerektiğini düşünüyorum.
Böylece kendinize daha güvenli bir ilişki için şans tanımış olabilirsiniz.
Peki bir erkeğin "arıza" sinyalleri verdiğini nasıl anlayacağız???
İşte size dikkat etmeniz gereken ipuçları...


Her şey yerinde ve kararında olduğunda güzeldir.Bir erkek usandırıncaya kadar mesajlar atıyor, arıyor ve sürekli hediyeler gönderiyorsa, baskın bir karaktere sahip olduğunu düşünebilirsiniz.Üstelik bu tavrı değişmiyor ve sizden de sürekli geri dönüş talep ediyorsa, ilişkiniz zaman içinde hem yıpratıcı hem de sıkıcı bir hal alır.
Bir çok kadın için çok hassas bir durumdur ki, bir erkek özel eşyalarınızı karıştırmakta bir sakınca görmüyorsa sizin mahremiyetinize saygı göstermeyen biri olduğunu düşünebilirsiniz.İlişkinin ilerleyen safhalarında size özel işlere müdahale etmek isteyecek biri olacak demektir.
Onu görmek için uygun olmadığınızı kibarca anlatmış olmanıza rağmen, baskıcı ve ısrarcı bir tavır sergiliyorsa; bu ilk başlarda size ilgi çekici gelebilir.Fakat ilerleyen dönemlerde sizinde bir birey olarak yaşam alanınız olduğunu düşünmediğini, o'na endeksli bir hayatınız olmasını istediğini fark edeceksiniz.O'nun da sizin de kendinize ait yaşam alanlarınız olduğunu unutmamalısınız.
Bir erkek sorunlarını çözmek için şiddete başvurmaktan çekinmiyorsa ve bu konuda olumlayıcı yaklaşımlar sergiliyorsa, ileride bir baş belası olma ihtimali yüksektir.Benden söylemesi...
Yalan...Bir ilişkide kabul edilmez durumlardan biri.Yalan söylediğini bile bile o ilişkiye devam etmek ister misiniz?! Unutmayın, yalan söylemek hiç bir zaman iyileşmeyen bir hastalık gibidir; bir kere söyledi bir daha olmaz diye düşünmeyin.
Kadınlara yönelik aşağılayıcı ifadeler kullanan bir erkek, size ne kadar güzel iltifatlar da etse bir önemi yoktur.Karşı cinse olan saygısı sadece sizinle sınırlı kalmamalı, çünkü her an bu saygıyı da yitirebileceğini unutmayın.
Kısacası fazla iyimser olmayıp, gerçekleri görmek için odaklanmaya davet ediyorum sizleri...
Aşk, kolay bulunmuyor ve değerine paha biçilemiyor.Fakat arızalı bir ilişki ile de ömür geçmez.

"Aşk"la kalın... :)