29 Mayıs 2014 Perşembe

Erkekler, bira içince kadınlaşıyor-muş (!)

Haberlerde rastladığım ilginç bir olayı sizlerle de paylaşmak istiyorum.Her şeyin fazlası zarar diye boşuna söylememişler.Günümüzde özellikle erkeklerin alkol tüketimi konusunda ne kadar ısrarcı oldukları malum.Bir de içtikçe içmeleri, saçmaladıkça saçmalamaları ve güzelim alkolü zebil etmeleri olmasa...

Dünyada yapılan birbirinden enteresan araştırmalara da bir yenisi eklenerek, bu konuya da parmak basılmış sonunda..
Ve çıkan sonuç şaşırtıcı; "Erkekler bira içince kadınlaşıyor-muş!"

Kanada Sağlık Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırma sonucunda, özellikle erkeklerin tüketmekten büyük keyif aldıkları biranın içerisinde kadınlık hormonları bulunduğu ortaya çıkmış!
100 erkeğe periyodik bir şekilde 6 bardak bira içirilerek yapılan araştırmada, davranışları izlenmiş.
Kontrolsüzce kilo aldıkları, düşünmeden sürekli konuştukları, gereğinden fazla duygusallaştıkları, araba süremedikleri, yalnızca duygularıyla hareket ettikleri, hiçbir konuda uzlaşamadıkları, hatalarını asla kabullenmedikleri ve en belirgini de alkol sonrası bir daha içmeyeceklerini söyledikleri tespit edilmiş.
Bir söylentiye göre de, özellikle Almanya'da bira içtikten sonra kadın kıyafetleri ile sokaklarda dolaşan erkekler var-mış. :)


Aslında olay sadece bira içmekte de değil.Alkol genel olarak kan dolaşımına geçmek için hazmettirici enzimlere gerek duymadığından, içildiği anda kana karışıyor.Çok kısa bir süre içerisinde de beyne ulaşarak, kontrol merkezimizi ele geçiriyor ve nabzı hızlandırıyor.
Böylelikle "sarhoş" diye adlandırdığımız, kimin ne şekilde bir durum yaşadığı belli olmayan ve çoğu zaman can sıkıcı sonuçlar yaşatan bir çok olayla karşılaşabiliyoruz.
Yani içinde kadınlık hormonu olup olmamasından çok, sizin içinizde alkolün ne şekilde etkisi olduğu daha bir önemli oluyor.Bir anda gayet efendi ve nazik olan bir erkek arkadaşınız varken, içindeki canavarın hortlaması hiç de hoş olmuyor açıkçası!Bu yüzden için beyler için, fakat abartmayın ki cinsiyet ayrımı yapabilelim. ;)

10 Mayıs 2014 Cumartesi

"ANNE" olmak...

Daha küçücükken başlar annelik duygusu yeşermeye aslında...Evcilik oynarken oyuncak bebeğini nasıl da koruyup kollar küçücük kadın bedenleri...Özenle saçlarını tarar, yemeğini yedirir, sessizlik içerisinde uyutur yavrusunu...
Zamanla hayaller girer devreye; aşk dolu bir eş ile birlikte aynı itinayı göstereceği, sevgisiyle sarıp sarmalayacağı, şefkatiyle koruyup kollayacağı, sezgileri ile yol göstereceği, yemeyip yedireceği, giymeyip giydireceği, yeri geldiğinde oyun arkadaşı olacağı, ilerleyen dönemlerinde ise en sadık sırdaşı...
Geçmişe baktığınızda hatıralar hep kopuk kopuk; ne hastalıklar yaşadınız, ne mutluluklar yaşattınız, en komik anlarınız, susmaksızın sebepsizce ağlamalarınız, küçücük bedenlerinizden büyük ettiğiniz laflar, uykumamak için inat ettiğiniz o uzun geceler, hastalandığınızda yaşattığınız endişe dolu zamanlar, ilk karne heyecanınız, ilk dişinizin çıktığı an hissettirdikleriniz, ilk "anne" deyişiniz ve ilk "baba" dediğiniz an...
Ve daha bir çoğu...Tüm bunları siz hatıralarınızda çok net canlandıramasanız da, hepsini bizzat bilir anneleriniz.Tüm zamanını vermiştir size an be an...Hepsini dolu dolu yaşamıştır sizi huzurla yetiştirirken çünkü.

Bu yaşımıza gelinceye kadar tüm hayatını çocuklarına adayan, fedakar annelerimizin günü bu gün...
Bıkmadan dinleyen, çektiği tüm acılara rağmen sesini bile çıkartmadan taşıyan, yemeyip yediren, hasta olmamızdan dehşet bir şekilde endişe eden ve hasta olduğumuzda saatlerce başımızda bekleyen, geleceğimiz için yılmadan savaşan, her daim bir zarar gelecek korkusunu barındıran, zaman zaman tatsızlıklar yaşatsak bile affeden, eşsiz ve sınırsız sevgi dolu ve kocaman yürekleri olan güzel annelerimiz olduğu için çok şanslıyız.

Kıymetini bilmeli, örnek almalı ve bir gün illa ki anne olduğunuzda kendi annenizin bir kopyası olacağınızı unutmamalısınız.

İlk olarak canımın içi, dünyadaki en değerli varlığım, var olma sebebim, hayatımın her bir zerresinde imzası olan güzel kadın, canım annemin anneler gününü kutluyorum.Ve bir tanecik annemi çok seviyorum...
Sonrasında, hayatımdaki "anne" kalıbının diğer öğeleri olan ablalarımın, ailemize yeni giren prensesimizin annesi-güzeller güzeli yengeciğimin, can dostum-poğaça yanaklı minnak kuzumun annesi ve sizlerinde tanıdığı Moda Meleğimin, annelik duygusu ile yeni tanışan tüm arkadaşlarımın ve bütün annelerin ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM. İYİ Kİ VARSINIZ, HAYATIMIZDA EN BÜYÜK DESTEKLER VE ÖRNEKLER OLARAK KALACAKSINIZ. ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ 

8 Mayıs 2014 Perşembe

Damla damla huzur...

Hava kapalı olduğunda uyanmak istemezsiniz, bir kasvet çöker ve duygular birer birer su yüzüne çıkmaya başlar.Yağmur, hüzün demektir.
Kadınsal bir durumdur genellikle elinde bir fincan kahveyle hafif bir müzik eşliğinde saatlerce yağmuru seyretmek...Duyguları hep daha yoğundur ya; sevgileri, aşkları daha şiddetlidir derinlerinde; hissetmek istedikleri duygular, ulaşamama ihtimallerine olan öfkeleri, anaçlıkları belki de...İhtimaller bile yağmurla su yüzüne çıkar zaman zaman...
Yağmurun sesiyle gelir geçmişe öfkeleri, nedenleri niçinleri...
Her haliyle hayatı zaman zaman yaşanmaz hale getirse de, yağmurlu havaları hep sevmişimdir.Ki hayatımdaki en büyük fobi, gök gürültüsü ve şimşekler olmasına rağmen...
Yağmur bir temize çekiştir hayatı, şimşekler kavuşan ellerden birer hatıra ve gök gürültüleri ise hayata karşı içimizdeki karanlığın ses bulmasıdır.
Şimdi bir fincan kahve ve hayatınızı alın ellerinize, bu güzel havanın tadını çıkarmaya bakın.