31 Ağustos 2015 Pazartesi

"AŞK" denilen şey evren gibidir; sürekli büyür.

Aşk için herkes farklı farklı şeyler düşünür; kimi zaman biter derler, kimi zaman da sonsuzdur.
Geçenlerde bir yazı okudum ve ben hayatımın aşkını bulduğumu anladım. Bakalım siz hayatınızın aşkını buldunuz mu?


"Katiyen kimseye anlatmam!" dediğin şeyler illaki vardır. Ama gün gelir, aşık olursun ve dersin ki: "Hayatımın aşkını buldum!" Ve kimselere söylemediğin, anlatmadığın acılarını, mutluluklarını, isteyerek ya da istemeyerek anlatmaya başlarsın. Her halini görmesi artık senin için bir problem demek değildir, aksine bu hoşuna gitmeye başlar; ona sığınırsın, onunlayken güçsüz olmak umrunda değildir.



Belki insanların sana bir şeyler anlatmasından hoşlanmıyorsun, onları dinlemek bir yerden sonra sıkıcı geliyor olabilir senin için. Ama hayatının aşkını bulduğun zaman, onun her anlattığını, dudaklarından dökülen her kelimeyi can kulağıyla dinlersin. Çünkü onun anlattığı her şeyin bir anlamı olduğunu düşünürsün. Ve ondan yeni şeyler öğrendikçe mutlu olursun, daha çok ve daha çok mutlu olursun.
Herkesin sırları olduğu gibi, senin de vardır gizlediklerin, hani o açılmamış kartlar... Ama artık onunlayken sır saklamanın gereksiz olduğunu düşünürsün, açıverirsin elindeki kartları hiç düşünmeden. Çünkü artık sırlarını paylaşabileceğin, sırlarını korkusuzca açığa çıkarabileceğin biri vardır senin için. Ve en önemlisi, bunu bilinçsiz bir şekilde de yapabilirsin. Unutma ki, onunla üzerine düşünülmüş, planlanmış, programlanmış bir şey yapamazsın. Her şey kendiliğinden gelişir, tam anlamıyla kendinsindir onun yanında.
Elbette önceliklerin olmuştur bu zamana kadar hayatta, bir bakmışsın ki onunla her şey allak bullak olmuş. Çünkü önceliklerin bir yana, o bir yana olmuştur artık senin için. Hayattaki önceliklerini sıraladığın listeyi yok edersin birden, "her şey için değer o" diye düşünürsün içinden.
Eskiden zaman çok yavaş akıyordu belki senin için, geçmiyordu bir türlü saatler, ama artık onunlasındır ve zaman mefhumu yok olmaya başlamıştır. Adeta akıp gider zaman, nasıl geçtiğini anlamazsın onunlayken.
Ve uzadıkça uzayan tartışmalar, kavgalar... Ama onunlasındır artık, orta yolu bulursunuz. Zamanla öğrendiğin şeylerden biri de hiçbir şeyi büyütmemek, alttan almayı bilmek, yani fedakarlık etmek, onun üzülmesini engelleyecek her şeyi yapmak olur.
Eskiden anlık yaşıyordun belki, gelecek senin için çok uzaklardaydı ve sanki hiçbir zaman yüzleşmeyeceğin bir şeydi senin için. Ama artık hayatının aşkını bulmuşsundur, onunla birliktesindir ve geleceği düşünmek zorunda olduğunu hissedersin.
"Aşk bu, çok uzun sürmez" ya da "Aşkın da her şeyin gibi bir süresi vardır" diyenler olacaktır, boş ver onları, hayatının aşkını bulduğunda anlarsın zaten, aşk denilen şey evren gibidir, sürekli büyür.
"Aşk"la kalın.. :)