25 Şubat 2013 Pazartesi

"İnsan, Özledİkçe ve Bekledİkçe Sessİzleşİr."

İnsan hayatı devamlı bir beklemedir, bize daima daha iyiyi ümit ettiren bir bekleme...Saat kadranı bir otobüs durağı gibi ve akreple yelkovana yükleriz bütün bu beklentilerimizi.

Çocukken bir an önce büyüyüp, ablalarımız abilerimiz gibi olmayı bekleriz; onlar özgürdür, başlarına buyruktur belkide...İster istemez özeniriz büyük adımlar atmaya...
Akşam olur ertesi günü bekleriz; bekleriz ki daha büyük umutlarla başlayalım yeni güne, kara bulutları dağılsın hayatımızın, dışarıda tek dertleri peşinden koştukları bir meşin yuvarlak olsun çocukların...
Hasta oluruz, iyi olmayı bekleriz.Canımızın acısının ya da anlam veremediğimiz fizyolojik-psikolojik durumlarımızın son bulmasını umarız günbegün, güneşin ışıltısında...
Canımız sıkılır, mutsuzluğa düşeriz, gelecek mutlu günleri bekleriz.Bazen belli bir sebebi dahi yoktur bu mutsuzlukların, size de oluyordur illa ki.Gülmek istemezsiniz, gecenin karanlığı yerleşiverir mimiklerinize...Gün ışıltısının gözlerimizdeki parıltısını bekleriz umutla.


Sevdiğimiz birinin gelmesini bekleriz; aynı zamanda da sevmediğimiz birinin gitmesini...Gidenler o kadar can acıtmaz da, içinizdeki kırıntılarla giderler; gelmeyenler bekletir saatlerce soğuk kış ayazında, bir dolu kalp kırıklıklarıyla...
Sonra bir gün fark edersiniz ki; çığlık attığınız kadar ve şen kahkahalarınıza inat, sevdiğiniz kişinin kulağının dibinde haykırsanız da aşkınızı, ellerinizle tempo tutarak ve geleceğe koştura koştura giderken, sesiniz çıkmaz olur.
Dile kolay derler; fakat dile gelmez özlemler, beklentiler...
Varsın sessizlikler sarsın yeni bir günü; ben yine sana susacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder