2 Ağustos 2012 Perşembe

Aynı Pencere, Sen ve Ben ...

Çevremizde insanlar, olaylar, bir curcurnadır gidiyor hayat...
Herkes bir şeylerden şikayetçi, herkes bir şeylerden mutlu, herkes yalnızlıkla savaşıyor ve kalabalıklar içinde, herkes sevdiğiyle mutlu...
Peki ya siz?
Ne kadar farkındasınız hayat akıp giderken yaşananların, yaşadıklarınızın??


Binde bir karşınıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarının ne kadar farkına varıyoruz?
Akşamın bir köründe yorgun bedenimizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında ne kadar fark edebiliyoruz??
Sevmek gayette zor, hele bir de güvenmek...Ama öyle bir gün geliyor ki, öyle bir an oluyor ki...Karşınıza çıkan hayatınızın biriciği ve benzersiz diyebileceğiniz insanla şimdiye kadar düşündüğünüz her şey bir anda yok olup gidiyor.Kendinizi resetleyip kaldığınız yerden devam ediyorsunuz, onunla...

Sadece yanında olmak isteğidir her şeyin ötesinde; yer-zaman-mekan hiç fark etmeksizin...Onun soluduğu havada hayat bulmaktır.Bütün küskünlüklerinle barışmak, midene kelebeklerin hücum etmesi, en berbat melodinin bile kulağında bıraktığı güzel ezgiler ve artık hayatın iki kişiliktir.

Sevmek böyledir, bakışından güven duymak ve elini tutuşundan bütün sıcaklığını hissetmek...Tek bir cümlesiyle berbat bir günün, bir şölene dönüşmesi ve en ufak bir gülüşüyle kalbinize dokunması...

Yani uzun lafın kısası, her ne olursa olsun onu anlamak ve dünyaya aynı pencereden bakmaktır, aşk...

Aşkla kalın... :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder