28 Ekim 2013 Pazartesi

İpleri dolaşmış uçurtmalar misali...

Ben artık senin için sadece "dün"üm...Senden sonsuza dek ayrı bir hayatta ve çok uzaklarda olacağım; ama her zaman seninle, sana bağlı olarak...
Bir zamanlar adım "yarın"dı...Yan yana yürümeye başladık, aynı yöne doğru bakmaya başladık seninle; sonra adıma "bugün" dendi...
Artık "dün"üm...Üzerimde senin hiç çıkmayacak izlerin ile geçmişte bir yerlerdeyim.
Ben senin için artık "dün"üm; "bugün"den ya da sonsuza dekten hiçbir farkım yok aslında...Çünkü günün birinde onlar da senin için "dün" olacaklar; onlar da birbirlerine karışacaklar "dün" ile...


Ben ise; geçmişin kapısında durmuş, geçen günleri karşılıyorum şimdilerde...
"Yarın"ların ise "bugün" olduğunu görüyorum sayende; sonra onlar da aramıza katılıyorlar.
Ben artık senin için "dün"üm...Benden nefret dahi etsen; geçmişini unutmaya çalışma, geleceğini yani "yarın"ı değiştirmeye çalış.
Beni, "dün"ünü unutursan, sana yaşattıklarımı da unutursun; belki gülümsemen kaybolur güzel yüzünden, belki de gözyaşların diner yüzündeki yaşanmışlıklardan...Bu yüzden "dün"ü unutma.
Eğer bir gün unuttuğunu fark edersen "dün"ü, gökyüzüne bakıp sadece gülümse...Bana da böyle demiştin ve hissedeceğini söylemiştin; ben de hissederim...
Her zaman "dün"lerin olacaktır, tıpkı "bugün"lerin ve "yarın"ların da olacağı gibi...
Sakın "dün" bitti geçti diye üzülme! 
"Dün" yaşandı diye sevin, olur mu?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder