8 Şubat 2014 Cumartesi

Unut(ma)mak istersin bazen...

Unutulmaz bazı hisler vardır; unutacağız diye kasarız kendimizi ama nafile...
Aslında unutmak istemiyorum, diyemeyiz bir türlü..Bir şarkı çalar, hatırlattı deriz; birlikte geçtiğimiz sokaklara götürür ayaklarımız bizi, ah bu kaldırımlar deriz; fotoğraf albümlerimizi karıştırırız durup dururken, bir anda rastlarız eskiye dair bir fotoğraf karesine...Tüm bunlar aslında biz istediğimiz için olur, fakat biz hep unutmak isteriz yahu.
Unutmak diye bir şey yok, bunu kabul etmek zorundayız.Herkesin bir eski sevgilisi vardır, geçmişe dair acıları vardır, "unuttum" dediği ama bir türlü unutmayı beceremediği anılar yığınıdır aklı...
Unutmak diye bir şey yok, sen unutsan radyolar hatırlatır, hep ona benzettiğin gülüşler hatırlatır, sevdiği yemeği yerken boğazına dizilir, yudum yudum hatırlarsın; ve asla unutamazsın.Tüm güzellikleri unutmak için mi yaşadın?!
Bu tıpkı Pancu'nun kaleye geçtiği ve Fenerbahçe'yi 3-4 yendiğiniz maçı unutamamak gibi bir şey...Oysa o maç çok eskilerde kaldı, fakat sevdin ya o maçı artık unutmak istemezsin, unutamazsın.
Bekliyor insan, unutulmadığını ve eskinin tortularından arınmış bir hayatı...Gelmeyince gelmiyor, olmayınca olmuyor ve insan değişmeyince değişmiyor.

Kimse tam olarak gidemez içine karıştığı hayatlardan, parça parça kalır, parçalanır, ama yok olamaz.
Bütün anılarını sıkıştırıp bir fotoğraf karesine sığdırsan da unutamazsın.
En basitinden üşüyünce aklına gelir, ne yaparsan yap ısınamazsın.
Ellerini koyacak yer bulamazsın, o an hissetmek istersin delicesine ellerini.
Masum değiliz, kimse masum değil.Çok sevmek belki de en büyük hatamız; bir de kısa cümlelerle sevemedik biz.
Uzun uzadıya cümleler girdi aramıza, duymaktan öteye gidemedik çoğu zaman; hissedemedik.

Peki unutamayacaksan neden bu işkence??
Çünkü saat 00:00 oldu ve kurduğumuz hayaller bal kabağına dönüştü.
Şimdi gel desen gelmem ama sevme desen severim.Bu vakitten sonra dönmem, artık her şey için çok geç ve ben çok erken sevdim seni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder