İlişkiler sona yaklaşmaya başladıklarında çığlık atarlar.Çok ilginç değil mi???
Bu çığlıkları duyarsanız, kurtarmak için bir şansınız var demektir.Ama duymazsanız, elveda demenin tam da zamanıdır artık...
Bu çığlıkları duyarsanız, kurtarmak için bir şansınız var demektir.Ama duymazsanız, elveda demenin tam da zamanıdır artık...
Peki nasıl çığlık atar ilişkiler?
İlişkilerin çığlık attığını nasıl duyabiliriz?
DUY BENİ !
Sevgilinizi dinlemiyorsunuz.O konuşurken, siz başka şeylerle ilgileniyorsunuz.Ya da dinler gibi görünüp, bir an önce sözlerini bitirmesini bekliyorsunuz.Tamam, onu dinlemiyorsunuz ama ondan sizi dinlemesini bekliyorsunuz.Oysa bir ilişkide paylaşımın en önemli noktası, konuşmaktır.
Bir düşünün bakalım, kendinizi her şeyden soyutlayıp sevgilinizle baş başa en son ne zaman adamakıllı sohbet ettiniz?Siz en iyisi bir gün belirleyin ve televizyonu kapatın.Koltuklarınızı birbirine çevirin ve yüz yüze sohbet edin.Böyle bir sohbeti ne kadar özlediğinizi anlayacaksınız.
GÖR BENİ !
O sizin sevgiliniz ve siz onun yüzüne dahi bakmıyorsunuz.Sizin için güzel şeyler giyiyor, sizin için saç şeklini değiştiriyor, çoğu zaman giyim ve aksesuarlarında sizin beğendiğiniz renkleri kullanıyor.Ne yaparsa sizin için yapıyor, ama bunu bir türlü fark ettiremiyor.Herkesin bir dayanma noktası vardır.Sevgilinizi görmezlikten gelmeye devam ederseniz, sonunda elinizden kaçırırsınız.Sizin için harcadığı emeğin karşılığını görmek hakkı değil mi?!
HİSSET BENİ !
Sizi birbirinize bağlayan en önemli şey, duygularınızdır.Her an bir duygu sağanağı altında yaşayın demiyorum, ama duygularınızı ihmal etmeyin.Her şeyden önce duygularınızı ona açıklamaktan çekinmeyin.Emin olun herkesin sevildiğini duymaya ve hissetmeye ihtiyacı vardır.Ne hissediyorsanız söyleyin, ayrıca onun ne hissettiğini de anlamaya çalışın.Kendinizi zaman zaman onun yerine koyun.Siz bir çiftsiniz.Birlikte olmayı tercih etmişsiniz.O zaman kesin bir bireysellik içinde olamazsınız.Çift kişilik yaşamalısınız.
ANLA BENİ !
Herkesin en büyük derdi, anlaşılamamak...Zaten ilişkileri bitme noktasına gelmiş insanlarda hep aynı şeyi söyler, "Beni anlamıyor." Burada hem anlaşılmadığını iddia edene, hem de anlamadığını söyleyene görev düşüyor.Aslında kural basit; eğer anlaşılamamaktan yakınıyorsanız tekrar tekrar anlatmayı deneyin, eğer anlayamadığınızı söylüyorsanız partnerinizden bir kez daha anlatmasını isteyin.Kişilerin ifade tarzları sizin alıştığınız şekilde olmayabilir.Unutmayın ki, herkesin yetişme tarzı, aldığı kültür farklıdır.Hoşgörülü ve en önemlisi de sabırlı olmalısınız.
ÖNEMSE BENİ !
İlişkinizin bir kişilik yarıştırma arenası olmadığını iyice anlamalısınız.Her an sizin söylediğiniz olacak, hep sizin sözlerinizle hareket edilecek diye bir şey yok.Her zaman sevgilinizin fikrini almalısınız.İki kişilik bir hayat yaşadığınızı unutmayın.Aksi takdirde sevgiliniz önemsenmediğini düşünecektir.Takdir edersiniz ki, sizi önemsemeyen birini ciddiye almazsınız.Partnerinizle empati kurmaya çalışmalısınız.
SEV BENİ !
İşte en önemli unsur...Bir ilişkide taraflar birbirinin sevgisinden şüphe etmeye başlamışsa, ilişkinin fişini çekmenin vakti de gelmiştir.Sevginizi kendi içinizde yaşamak yerine, mutlaka partnerinize de her fırsatta göstermelisiniz.Günde defalarca "Seni seviyorum." deseniz de merak etmeyin kelimeler değerini yitirmez.Önemli olan içinizden geldiği şekliyle söylemeniz ve bunu da partnerinize hissettirebilmeniz! Unutmayın, sevginin olmadığı ve dile getirilmediği bir ilişki zaten yürümez.
GÖR BENİ !
O sizin sevgiliniz ve siz onun yüzüne dahi bakmıyorsunuz.Sizin için güzel şeyler giyiyor, sizin için saç şeklini değiştiriyor, çoğu zaman giyim ve aksesuarlarında sizin beğendiğiniz renkleri kullanıyor.Ne yaparsa sizin için yapıyor, ama bunu bir türlü fark ettiremiyor.Herkesin bir dayanma noktası vardır.Sevgilinizi görmezlikten gelmeye devam ederseniz, sonunda elinizden kaçırırsınız.Sizin için harcadığı emeğin karşılığını görmek hakkı değil mi?!
HİSSET BENİ !
Sizi birbirinize bağlayan en önemli şey, duygularınızdır.Her an bir duygu sağanağı altında yaşayın demiyorum, ama duygularınızı ihmal etmeyin.Her şeyden önce duygularınızı ona açıklamaktan çekinmeyin.Emin olun herkesin sevildiğini duymaya ve hissetmeye ihtiyacı vardır.Ne hissediyorsanız söyleyin, ayrıca onun ne hissettiğini de anlamaya çalışın.Kendinizi zaman zaman onun yerine koyun.Siz bir çiftsiniz.Birlikte olmayı tercih etmişsiniz.O zaman kesin bir bireysellik içinde olamazsınız.Çift kişilik yaşamalısınız.
ANLA BENİ !
Herkesin en büyük derdi, anlaşılamamak...Zaten ilişkileri bitme noktasına gelmiş insanlarda hep aynı şeyi söyler, "Beni anlamıyor." Burada hem anlaşılmadığını iddia edene, hem de anlamadığını söyleyene görev düşüyor.Aslında kural basit; eğer anlaşılamamaktan yakınıyorsanız tekrar tekrar anlatmayı deneyin, eğer anlayamadığınızı söylüyorsanız partnerinizden bir kez daha anlatmasını isteyin.Kişilerin ifade tarzları sizin alıştığınız şekilde olmayabilir.Unutmayın ki, herkesin yetişme tarzı, aldığı kültür farklıdır.Hoşgörülü ve en önemlisi de sabırlı olmalısınız.
ÖNEMSE BENİ !
İlişkinizin bir kişilik yarıştırma arenası olmadığını iyice anlamalısınız.Her an sizin söylediğiniz olacak, hep sizin sözlerinizle hareket edilecek diye bir şey yok.Her zaman sevgilinizin fikrini almalısınız.İki kişilik bir hayat yaşadığınızı unutmayın.Aksi takdirde sevgiliniz önemsenmediğini düşünecektir.Takdir edersiniz ki, sizi önemsemeyen birini ciddiye almazsınız.Partnerinizle empati kurmaya çalışmalısınız.
SEV BENİ !
İşte en önemli unsur...Bir ilişkide taraflar birbirinin sevgisinden şüphe etmeye başlamışsa, ilişkinin fişini çekmenin vakti de gelmiştir.Sevginizi kendi içinizde yaşamak yerine, mutlaka partnerinize de her fırsatta göstermelisiniz.Günde defalarca "Seni seviyorum." deseniz de merak etmeyin kelimeler değerini yitirmez.Önemli olan içinizden geldiği şekliyle söylemeniz ve bunu da partnerinize hissettirebilmeniz! Unutmayın, sevginin olmadığı ve dile getirilmediği bir ilişki zaten yürümez.
bir erkek açısından baktığımda ilişkiye, kadına her istediğini verince de olmuyor. yani biraz acımasız oluyorsunuz. birlikte karar almak güzel tabi ama hangi konuda karar aldığınıza bağlı. her konuda karıma danışmam. duygusal yaklaşıyor olaylara.
YanıtlaSilEvlilikte de flört döneminde de birlikte yaşam ne kadar söz konusu olursa olsun, çiftlerin bireysel yaşamları ve kararları olması gerektiği unutulmamalı.Fakat duygusallık anlamında da şöyle bir şey söyleyebilirim; kimi olaylarda duygularınızla daha sağlık kararlar alabilirken kimi olaylarda da duygularınızdan arınmış olmanız gerekmektedir.Bu da sağlıklı iletişim kurarsanız, olaylar karşısında karar verme aşamasında birbirinizi tamamlıyor olduğunuz anlamına gelir.Yorumunuz için teşekkürler.;)
YanıtlaSil