29 Aralık 2012 Cumartesi

YENİ YIL RİTÜELİ: Yeni kararlar alma zamanı!

Kocamaaan bir seneyi daha geride bırakmamıza ramak kaldı.Kimisi çuval dolusu sevinçlerle, mutluluklarla, en içten gülücüklerle doldurdu 2012'yi; kimisi talihsizliklerle ama yine de ayakta kalma çabasıyla belki biraz yorgun, biraz da hayal kırıklıklarının parçalarını biriktirmiş yap-boz kıvamında; kimisi de yepyeni başlangıçlarla, büyük adımlarla, yeni umutlarla, evli-mutlu-çocuklu kıvamında, bayram şekeri tadında geçirdi bu bir seneyi...
Neticede geçen zamanı geriye getiremiyoruz.Fakat önümüzde daha ambalajı açılmamış, sıfır kilometre, yaşanacak anılarıyla ve mutluluklarıyla kocaman bir yıl daha var.


Bu yıl da, yeni bir yıla girerken yeni kararlar alma ritüelini uygulamazsak olmaz! Her yıl gelenekselleşen yeni yıl kararlarınızı umarım bu yıl uygulayabilirsiniz.

İşte size şahane bir 2013 için beş karar önerisi...Söylemesi benden, uygulaması size kalmış.. :)

2012'de olduğunuzdan daha mutlu olun! Özel bir çabaya ihtiyacınız yok, inanın.Kimseyi takmayın, hayata olumlu bakın ve sürekli gülümseyin.Gülümsemek, iç dünyanızın güzelliklerini dışa yansıtır.Sadece kendiniz için değil, çevrenizdeki insanları mutlu etmek için dahi gülümseyin.En mutsuz anlarınızda bile gülümsemeye çalışmak, inanın işe yarayacak.

Ailenizle ve arkadaşlarınızla daha fazla vakit geçirin! Bu sene bahanelerinizi rafa kaldırın, kırgınlıklarınızı ve küslüklerinizi hafızanızdan silin.Yeni bir sene, yenilenmek için daha güzel bir zaman olamaz! Onlara vakit ayırın.Bırakın "yoğunum, yorgunum, işim var..." söylemlerini...Ne kadar iyi geldiğine siz bile inanamayacaksınız.

Yatırım yapın! Evet, paranızı bir uzmanla birlikte çok daha verimli bir hale getirebilirsiniz.Ancak o kadar gücünüz yoksa da 50 lira-100 lira düzenli olarak her ay kenara para ayırın.Kendinizi güvende hissedeceksiniz.

Sağlığınızla ilgili yeni kararlar alın! Her güne mutlaka sağlıklı yiyecekler yemekle ve egzersiz yapmakla başlayın.Uzun uzadıya vaktim yok bahanesinden kurtulup en azından günde yarım saatinizi yürüyüşe ayırın.

Sizi mutsuz eden şeyleri hayatınızdan çıkarın! Bu sevgiliniz, arkadaşınız ya da işiniz olabilir.Hayatınızda mutsuzluklara yer yok, unutmayın.Şu an tam zamanı!!!

Her akşam votka, rakı ve şarap...

Finallere Karaokeli Karşılama...  postunun ardından bir karaoke gecesi daha...
Geçtiğimiz hafta Edirne de, "Bank Street Language Institute" tarafından düzenlenen karaoke gecesine katıldım.Kurs öğrencileri ve öğrenci adaylarına yönelik katılımcı kitlesiyle, coşkulu bir kalabalıkla karşı karşıyaydım diyebilirim.
Ben ve canım arkadaşlarım için de tam bir rahatlama seansı oldu sanırım... :)


Yeni yılın git gide yaklaştığı günlerinde değerlendirildiği, çarşı içindeki "English Pub" mekan olarak tam kıvamında bir seçim olmuştu.Yeni yıla ait bütün detaylar göz önünde bulundurularak süslenen mekanda eğlence daha gecenin ilk saatlerinden başlamıştı.
İşte o güzel geceden objektiflere yansıyanlar... :))



Veee karaoke gecelerinin olmazsa olmazı... Canım arkadaşımla birlikte Dario Moreno'dan "Her akşam votka rakı ve şarap, içtikçe delirir insan olur harap, kurtar beni bundan ne olursun Yarab, bitsin artık bu korkunç serap serap..." :)


Geceyi özetleyen bir fotoğraf daha...Biz hep birlikteyiz ve çok mutluyuz.
Eğlencenin en güzel yanı, gözlerinin içi gülen dostlarınızla birlikte olmaktır.
Hep gülelim, hayat bize güzel olsun... :))

Bank Street Language Institute çalışanlarına, bu güzel gece için teşekkür ediyoruz.Tabii ki devamını bekliyoruz. :)

16 Aralık 2012 Pazar

İlişkilerde "Bölü 2 Artı 7" Formülü

Kadın-erkek ilişkilerinde yaş farkı bir hayli önem taşıyor.Kimine göre erkek ne kadar büyük olursa, o kadar olgunlaşmış ve akıl mantık sahibi bir birey oluyormuş, kadının yaşı çok da önemli değilmiş.Kimine göre ise kadın ve erkek arasındaki yaş farkı ne kadar az olursa, çiftler birbirlerini daha iyi anlarlarmış.

Anne ve babası arasında 10 yaştan fazla bir fark olan bir kadın olarak sizler için ilginç bir formüle ulaştım.Hemen paylaşıyorum. :))




Kadın-erkek ilişkilerinde yaş farkı en fazla ne kadar olmalı????
Sizler için dünyanın hiç bir yerinde resmilik taşımayan, fakat kadın-erkek ilişkisindeki yaş farkının "kabul edilebilirlik formülü" olarak düşünülen bir denklem buldum.

"bölü 2 artı 7"




Araştırmacılara göre, ilişkide daha yaşlı olanın yaşı ilk olarak 2'ye bölünecek.Elde edilen sonuca da 7 eklenecek.
İlişkide yaşı küçük olan kişinin olması gereken en düşük yaş, elde ettiğiniz sonuç olacak.(Daha yaşlı olan kadın da olabilir, erkek de.)

Ayrıca olayı biraz daha bilimsel hale getirmek istersek, sizlere araştırmacılar tarafından hazırlanan "İlişkilerde Uygun Yaş Farkı Grafiği"ne bir göz atalım.







Upper Limit: Üst Sınır
Your Age: Sizin Yaşınız
Lower Limit: Alt Sınır
Acceptable: Kabul edilebilir
Partner's acceptable age range: İlişki kurulan kişi için kabul edilebilir yaş aralığı








Mutlu ilişkilerin sırrı, birbirini doğru ve iyi anlamaktan geçiyor.Birbirinizi doğru ve iyi anlamak için de aynı dili konuşuyor olmanız önem taşıyor.Tabii bir de anlamak istiyor olmanız gerekiyor.Ve tüm bunlar için de sevginin, aşkın, duygularınızın yanı sıra aranızda "uçurumlar" diye nitelendirdiğimiz yaş farkının olmaması gerekiyor.
Eee gerisi de size kalıyor. :)

"Y"-Aş-kla kalın... :))) 

14 Aralık 2012 Cuma

Kadınların Yüksek Çekicilikleri & "ERKEKLER BİZİ ANLAMIYOR" YAZI DİZİSİ-3

"ERKEKLER BİZİ ANLAMIYOR!" Yazı Dizisi  'ne dolu dolu devam ediyoruz.Söz konusu erkeklerin kadınları anlayamaması olunca maalesef ki konu bitmiyor.
Veee sıradaki konumuzla karşınızdayım.Erkeklerin çekici bulmanın yanı sıra anlamakta güçlük çektiği ve çoğu zaman kıskançlık tripleri eşliğinde belki de sevmeyi reddettikleri bir diğer konu da, kadınların yüksek topuklu ayakkabılara olan tutkuları...


Erkeklerin, kadınların ayakkabı takıntısını anlamaması gayet doğal bir durum...Her ne kadar eşitlikten bahsediyor olsak da, iki cinsin arası topuk farkıyla açık! :)

Evet, tutku derecesinde bağlıyız topuklu ayakkabılara; erkekler bu duruma anlam veremese de biz kendimizi topuklu ayakkabıyla gayette iyi ve çekici hissedebiliyoruz; canımızı ne kadar acıtırsa acıtsın topuklu ayakkabı giymekten de vazgeçmiyoruz!
Peki nereden çıkmış bu topuklu ayakkabı; kim bulmuş bu topuklu ayakkabıyı yahuuu?! :)

Uzmanlar, topuklu ayakkabıların Taş Devri zamanlarında ihtiyaçlar dahilinde kişisel kullanım için ortaya çıktığını düşünüyorlar.Peki biliyor muydunuz; topuklu ayakkabıları ilk kullananlar Mısırlı erkeklermiş. :))) Çiftçilikle uğraşırken toprağa batmamak için topuklu ayakkabı giyiyorlarmış.Bir kısmı da ata binerken, eyerin üzerinde rahat durabilmek için topuklu ayakkabı kullanıyormuş.

Hatta bir zamanlar kişilerin mensup oldukları sınıfları belirleyen unsur, topuk boylarıymış.Bu nedenle bir çok hükümdar topuklu ayakkabılar giyerlermiş.Eminim sizler de benim gibi çok şaşırdınız, ama biraz geçmişe gidildiğinde aslında topuklu ayakkabının belli amaçlara hizmet ettiğini söylemek bile mümkün...

Gelelim topuklu ayakkabı giymenin kadınlarda nasıl bir tutku olduğuna...
Bu tutku öyle bir şey ki, İngiliz kadınlar 15cm.lik topuklu ayakkabı giyebilmek için ayaklarına cerrahi müdahale ile dolgu yaptırıyorlar.Bu dolgunun etkisi 6 ay sürüyor ve hatunlar 6 ay boyunca yüksek topukların üzerinde rahatça, salına salına gezebiliyorlar.Bu operasyon adını ünlü ayakkabı markası "Louboutin"'den almış; "Loub estetiği" deniliyor.Düşünün yani, topuklu ayakkabı giyme sevdasına kadınlar nelere katlanıyorlar. :)

Ayrıca topuklu ayakkabı, bir kadını daha güçlü kılar.Bir bakıma topuklu ayakkabıyla yürümek-yürüyebilmek bir meziyet...Bunu başarabilen bir kadın için zarafet, çekicilik ve öz güven kaçınılmazdır.Yanı sıra da, topuklu ayakkabı giyen kadınlar kıyafetlerini de bu tarzda kombinledikleri için, her daim şık ve bakımlı görüneceklerdir.



Erkeklere göre ise, durum tam olarak şöyle sanıyorum ki;
Yıl 1990
tik tık tik tık tik tık
Yıl 2006
tak tuk tak tuk tak tuk
Yıl 2010 ve sonrası
bak bana bak bana bak bana... :)))



Gayet ilgi ve dikkat çekici bir unsur olduğu gerçek!Kimisine göre, kadının duruşuna anlam katan bir yükselti; kimisine göre aklı olanın giymeyeceği bir şey; kimisine göre ise bütün vücut hatlarına daha zarif ve estetik bir hava kattığından cinsel dürtülere de neden olan bir obje...

Erkeklerde bu konuda böyle değişik fikirlere sahipken, sokaklarda biraz gözlem yapın.Hangi erkek, ince ve yüksek topuklu bir ayakkabıyla güzel kombinlenmiş bir kadın gördüğünde şöyle bir dönüp de bakmasın?! Erkek milleti malum... İm-kan-sız!

Bu bizim yüksek topuklarımızla gezmemize engel mi? Tabii ki hayır...
Yükseklerde ve şık, kendinizi en iyi hissettiğiniz fakat ayaklarınıza işkence ettiğiniz topuklarla çekiciliğinizi ön plana çıkarmanız için hiç bir engel yok.

7 Aralık 2012 Cuma

NİKAH + MUTLULUK = NİKAH ŞEKERİ

Son zamanlarda nedendir bilinmez, arkadaşlarım ve ben düğün hazırlıkları içerisindeymişçesine bir psikoloji yaşamaktayız.İşin ilginç tarafı, aramızdan evlenecek olan biri ya da yakın zamanda evlenecek bir akraba, eş-dost olmayışı... :)) Kadın milleti işte deyip geçmekte fayda görerek, yakın zamanlarda evlenecekler için minik bir araştırma yaptım.
Biliyorsunuz ki, bir futbol maçı nasıl ki topsuz olmazsa, bir nikah töreni de nikah şekeri olmadan olmaz.Nikah şekeri deyince de ilk aklımıza gelen badem şekeri hiç kuşkusuz.Fakat son yıllarda badem şekeri kullanmadan da, yani klasik dizaynların dışına çıkarak çok ilginç nikah şekerleri tasarlanıyor.
Klasik olanın dışına çıkmak, değişik ve kullanışlı nikah şekerleri tercih etmek sizi ve düğün gününüzü sevdiklerinizin aklında hoş bir hatıra olarak hatırlatmaya yetecektir.

İşte sizlere özel seçtiğim tasarım nikah şekerleri...








Umarım biraz olsun fikir verebilmişimdir sizlere... Şimdiden mutluluklar. :))

Aşkla kalın... :)))

3 Aralık 2012 Pazartesi

KORKULARINIZLA YÜZLEŞME ZAMANI

Kadınlar da erkekler de günlük hayat içerisinde, çeşitli korkular ve panikler yaşarlar.Peki bunların temel sebebinin burçlarınız olduğunu biliyor muydunuz?

Güçsüz kalmak, belaya bulaşmak, yalnız kalmak, hasta olmak...
İşte burçlara göre en büyük korkularınız...


KOÇ BURCU
Etkinliği, atılganlığı, kendine aşırı güven ve aceleciliği ile bilinen Koç burcunun en büyük korkusu kendine bir hedef bulamamak ve etrafında fikirlerini paylaşacak insanların olmaması.

BOĞA BURCU
Amaca bağlılığından ve sadakatinden ödün vermeyen boğa burcu insanı dış sebeplerden dolayı huzurunu kaybetmekten korkuyor.

İKİZLER BURCU
İkizler burcu deyince akla ilk gelen pratik zeka ve konuşkanlık. Girdiği her ortamda kolayca varlığını hissettiren ikizlerin en büyük korkuları arasında konuşma yeteneğini ve ellerini kaybetmek yer alıyor.

YENGEÇ BURCU
Çevresine ve sevdiklerine karşı son derece  koruyucu, duygusal, ve evcil olan yengeç burcu her ne kadar tuttuğunu koparan bir burç olsa da en büyük korkusu belaya bulaşmak…

ASLAN BURCU
Yaratıcılığı ve etkileyiciliği ile bilinen aslan burcu oldukça sahiplenici ve kıskanç karaktere sahip.Bu burcun en büyük korkusu ise çevresinde hiç kimsenin kalmaması...

BAŞAK BURCU
Çevresinde olup biten her şeyi eleştiren, yargılayan ve her şeyden düzen bekleyen başak burcunun korkuları arasında hasta olmak ilk sırada yer alıyor.

TERAZİ BURCU
Uyumluk ve dengeli sevgi deyince ilk akla gelen Terazi burcunun en büyük korkusu yanlış partner seçimi ve özel hayatında mutsuzluk..

AKREP BURCU
Kin, tutku ve gücün simgesi akrep burcu insanı  en çok gücünü ve iktidarını kaybetmekten korkuyor.

YAY BURCU
Özgürlüğün savunucularından olan araştırmacı yay burcunun en büyük korkusu aradığını bulamamak…

OĞLAK BURCU
Hesapçılığı ve başkalarının düşüncelerine önem vermesiyle bilinen Oğlak burcunun korkuları arasında “başkaları ne der” korkusu ilk sırada…

KOVA BURCU
Son derece insancıl olan Kova burcu her ne kadar bağımsız gibi görünse de yalnız kalmaktan oldukça fazla korkuyor.

BALIK BURCU
Hayalci ve duyarlı olan balık burcu oldukça duygusal.Burcun en büyük korkusu duygularını ifade edememek...

KORKUSUZ VE AŞKLA KALIN... :)))

2 Aralık 2012 Pazar

Erkeklerden Beklemememiz Gereken, Beklentilerimiz !

Kadınlar daima erkek arkadaşlarından / eşlerinden bazı tavırlar ya da hareketler beklerler.Bu beklentiler hiiç bitmez.
Bekleriz bekleriz ve bekleriz...Sonuç (annemin sıklıkla söylediği gibi) sıfıra sıfır, elde var sıfır!

Düşündüm taşındım ve erkeklerden beklediklerimizi onlarında bilmesi gerektiğine karar verdim.Biz her ne kadar "Artık onlardan bunları beklemeyeceğiz." desek de, itiraf edelim; aslında bu beklentiler hiç bitmez. :)

İşte kadınların iç dünyasından, erkeklere bir sır! Erkeklerden beklemememiz gereken ama inatla ve içten içe beklediğimiz davranışlar bakalım neler;

Onun için heyecanla pişirdiğiniz yemekleri yedikten sonra, onun da aynı heyecanla "Annemin yemeklerinden daha güzel olmuş sevgilim." demesi!(İmkansıza yakın bir durum a-dostlar!)

Hamile olan arkadaşlarınızdan bahsettiğinizde, bunun sebebinin sizin sevinciniz yerine, çocuk doğurmak için hevesli olduğunuzu düşünmemesi!

Çevrenizdeki bütün erkeklerin dönüp baktığı bir kadın yanınızdan geçtiğinde, eşinizin / erkek arkadaşınızın size dönüp "Dünyadaki en güzel kadın sensin." demesi! (Buna sadece klasik erkek mantığı diyorum.En gözü kapalı erkek bile dönüp bakar, gözü kayar ya da o kadar saftır ki sizin farketmeyeceğinizi düşünür ama o an dünyayla ilişkisi kopmuş bile olabilir. :))

İlişkide uzun yıllar geçtiğinde de yine her sabah uyandığında "Seni seviyorum." demesi ve sizi öperek uyandırması! (Bu tamamen cicim aylarına mahsus bir durumdur!)

Kuaföre verilen parayı anlamlı bulmasını! (Erkek milleti hem bakımlı olmamızı ister hem de kuaföre gitmemize anlam veremez.Hey dostum derdiniz ne sizin ha?!)

Klozetin kapağını neden temiz ve kapalı görmek istediğinizi! (Doğaları gereği temizlik erkek milletine ters bir durum.)

Dışarı çıkarken neden beş dakikada hazırlanamayışınızı... Kendisi sadece giyinip çıkabilecek rahatlıktayken, sizin evle ilgili son kontrollerden sorumlu oluşunuzu anlamasını...

Her zaman tüysüz bacaklar olamayacağını ve o tüylerin alınması için mutlaka uzaması gerektiğini anlamasını!


Hiç sebep yokken eve bir buket çiçekle gelmesini neden istediğinizi anlamasını! (Özel günlerde gelebilecek çiçekleri, hediyeleri takdir edersiniz ki tahmin edebiliyoruz.Fakat beklenmedik anlarda erkeklerin yaptıkları jestler, kadınlar tarafından daha anlamlı ve unutulmazdır!)

Konuşmaya ve bir şeyler anlatmaya çalıştığınız esnada bunu dır dır olarak nitelendirmemesini! (Bu konuda sizlere tavsiyem Dır Dır Dır Dır Dır Dır... yazımı okumanız sevgili takipçilerim! Her şey daha da netleşcek emin olun. :))

Ona davranılmasını istediği gibi onun da size dürüst, nazik ve düşünceli davranmasını! (Bence erkekler kafalarındaki "Kadındır, elbette ki daha ayrıntılı ve ince düşünecek" fikrinden uzaklaşıp, birlikte bir ilişki yaşadığınıza yoğunlaşmalılar.)

Zaman zaman sürprizlerden neden hoşlandığınızı anlamasını!

Ev işlerine destek olmasının müşterek hayat çerçevesinde doğal olduğunu anlamasını! (Eşine yardım etmek, kadın için de erkek için de aşağılanmış ya da küçültülmüş hissettirmemeli.Bu hayatı birlikte yaşıyorsanız, ben-sen değil, biz olmalısınız.)

Regl döneminde yaşadığınız sıkıntılı günlerde daha anlayışlı olmasını!

İşteki sorunlarını eve taşımasının ilişkinizi kötü etkilediğini anlamasını! (İş hakkındaki her şey iş yerinde kalmalı beyler! Bütün gün görüşmediğiniz eşinizle geçireceğiniz güzel vakitlerin keyfini çıkarsanıza be anacımm... :))

Aslında beklemememiz gereken ve bir çoğumuzun artık pes ettiğini, beklemediğini söylediği bu davranışları, bütün kadınlar bekler.Biraz farkındalık yaratabildiysem ilişkiler adına, ne mutlu... :)

Aşkla kalın... :))