Yıllar önce de içimde bir anda derin bir sızı oluşturan, olduğum yerde çakılıp kaldığım ve o an nerede, kiminle, ne yapıyor olduğumu unutturan bir hisle uyandım bu sabah...
İlk zamanlar daha kolaydı; yanımda olduğunu ve bana sımsıkı sarıldığını hayal etmek, kimi zaman geçmişin kahkaha dolu günlerinde bana seslenişini duymak, sohbetlerimizi uzaktan dinlemek...Zamanla biraz daha zorlaştı, görüntü bulanıklaştı, sesler boğuklaştı; sadece ellerinin sıcaklığı ilk günkü gibiydi...
Zaman geçti, günler akıp gitti.Bu sabah uyandığımda aslında çoktan gitmiş olduğunu fark ettim.Artık hayalin de beni sensiz bırakmıştı.Sesini duyamıyordum.
Sonra sonra fark ettim ki, sensizliğe alışmışım; bir matkap gibi yokluğun içimi paramparça edip, kocaman bir boşluk bırakmış ardında yalnızca...
Sevdiğin birinin sesini unutmak nedir bilir misin? O sesi bir daha duyamayacak olmanın yarattığı ıstırap nasıl paramparça eder yüreğini?
En son yaşanmışlıklarımızı birlikte terk etmiştik; kubbeler şehrinin kaldırımlarına...Sonra kalabalık bir garda yapayalnız kaldım gidişinle...Sevgim öylesine yüce, aşkım öylesine dolu doluydu ki; sensiz uyanacağım her sabah başucumda olman için sesini, nefesini, gülüşünü, dokunuşunu, bakışlarını, kokunu yani ben seni biriktirdim senelerce...
Ama şimdi tek başıma kaldım.Önce kokunu kaybettim; sonra dokunuşların, nefesin, bakışların terk etti beni...Teker teker özledim senden kalanları...
Şimdi ise sesini unuttum; en acısı buydu.
Sessizlikler biriktireceğim şimdi; sesini arayacağım senli hayallerimde...
Sen, sevdiğinin sesini unutmak nasıl bir histir, bilir misin?!
İlk zamanlar daha kolaydı; yanımda olduğunu ve bana sımsıkı sarıldığını hayal etmek, kimi zaman geçmişin kahkaha dolu günlerinde bana seslenişini duymak, sohbetlerimizi uzaktan dinlemek...Zamanla biraz daha zorlaştı, görüntü bulanıklaştı, sesler boğuklaştı; sadece ellerinin sıcaklığı ilk günkü gibiydi...
Zaman geçti, günler akıp gitti.Bu sabah uyandığımda aslında çoktan gitmiş olduğunu fark ettim.Artık hayalin de beni sensiz bırakmıştı.Sesini duyamıyordum.
Sonra sonra fark ettim ki, sensizliğe alışmışım; bir matkap gibi yokluğun içimi paramparça edip, kocaman bir boşluk bırakmış ardında yalnızca...
Sevdiğin birinin sesini unutmak nedir bilir misin? O sesi bir daha duyamayacak olmanın yarattığı ıstırap nasıl paramparça eder yüreğini?
En son yaşanmışlıklarımızı birlikte terk etmiştik; kubbeler şehrinin kaldırımlarına...Sonra kalabalık bir garda yapayalnız kaldım gidişinle...Sevgim öylesine yüce, aşkım öylesine dolu doluydu ki; sensiz uyanacağım her sabah başucumda olman için sesini, nefesini, gülüşünü, dokunuşunu, bakışlarını, kokunu yani ben seni biriktirdim senelerce...
Ama şimdi tek başıma kaldım.Önce kokunu kaybettim; sonra dokunuşların, nefesin, bakışların terk etti beni...Teker teker özledim senden kalanları...
Şimdi ise sesini unuttum; en acısı buydu.
Sessizlikler biriktireceğim şimdi; sesini arayacağım senli hayallerimde...
Sen, sevdiğinin sesini unutmak nasıl bir histir, bilir misin?!
Aslında daha iyi gitmesi; sesinin, bakışlarının, siluetinin... Hayata devam edebilmek için...
YanıtlaSil