16 Mayıs 2012 Çarşamba

Gitmelerin Vakti Öyleyse

Gidişler hep can acıtır, hüzünlere sürükler, geçmişe döndürür, üzer, gülümsemeleri siler...
Kimseye dokunamayacağınızı düşünürsünüz, gözleriniz aynı bakışları arar durur.Belki ellerinizi uzatsanız dokunacaksınız, o kadar da yakınsınız; ama dokunamazsınız.
Aslında bazen gitmelerin zamanıdır.Tüm yıpranmışlıkları, kalp kırıklarını, yağmur yağmur akan gözyaşlarını, kalp çarpıntılarını ve hayal kırıklıklarını ömür denen kesenize doldurup, gitmelerin vaktidir; dönüşü olmayan gitmelerin...


Dönüşler belki de daha çok can acıtır, çelişkilere düşürür insanı...O yüzden, bir kere gittiysen, dönmemelisin.Her şeyi savurmuşken, her şeyi kırmışken bir bir, tüm duygularını harabe yığını gibi içine gömmüşken diriltmeye çalışmamalısın hiç bir şeyi...
Karşındaki sana "Kal!" diyememişse, altında bir şey arama, belki de gözlerinde gördüğü yabancıyla konuşmaya korktu, belki de konuşmanın da bir çare olmayacağını artık biliyordu dinmeyen yarasına...
Bazen bakışlar bile yeter, bazen susuşlar bile yeter hiç bir şeyin değişmeyeceğini anlamaya...Ya da kalbindeki yerini anlatmaya...
Gittiğin yerden mutluysan, geri dönmeyeceksin.Gidişin, senin yarana kabuksa, deşmeyeceksin.Gitmek, senin tek yolunsa, yoluna devam edeceksin.
Gidişin beni yaralasa da, mutluysan gitmekten, gittiğin yerden bana bakmayacaksın bile...Ben senin arkandan bakarken kaybolduğun yola, sen gittin artık, dönmeyeceksin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder