29 Şubat 2012 Çarşamba

Ayrılık Neden Üşütür İnsanı ?

Zor dönemler hep dengemi bozmuştur.Kahkahalarla gülerken, sadece bir an olduğum yerden koşar adım uzaklaşmak istiyorum.Yalnız yürümek beni ne kadar zorlasa da, bütün sokaklar benim artık...Ki benim gibi zaten dengesiz biriyseniz, kaçınılmaz son sizi bulmuş demektir.


<< Bir kitapta okudum, "Ayrılık neden üşütür insanı?" diye soruyor.Sahi neden?Geceler uzar, yollar uzar, gözyaşları uzar, gökyüzünün mavisi griye çalar.Dalgalar hırçınlaşır, yağmurlar hep üzerimize yağar, bütün renkler değişir.
Gözler hep dolu doludur artık, her şey dokunur insana, düştü düşecek yaşlar uzar.Nefesin kesilir, yüreğin karışır, yüreğin sıkılır.Gönlün karışır...Bütün dünyaya kapatıp kapılarını öylece donup kalmak istersin, öylece dondurup kalmak her şeyi, soğuklar uzar...
Canınız acır, içinize bir bıçak saplamışlar sanki...Yanar da yanar insan, göğüste bitmek bilmez bir ağrı başlar.Ağızlarda akşamdan kalan acı bir tat, midenize bir taş oturup kalır.Acılar uzar...
Artık ne eve sığabilirsiniz, ne yollara, ne de yüreğinize...Uykular haram, sanki bütün şarkılar size söylenmiş gibi olur.Can acıtan şarkılar...
En güzel, en sevecen parçamızı alıp götürür bizden...Bir parça koparıp, "neremizden bilmem" alıp götürür...
Soğuk, sopsoğuktur her yer...Ağustos'ta bile üşürsün.

Ayrılık neden üşütür insanı? >>

28 Şubat 2012 Salı

Nasıl Bir Aşık Olduğunuz Doğum Gününüzde Saklı

Herkesin farklı karakteristik özellikleri ve duygularını ifade ederken takındığı farklı tavırları vardır.Peki siz konu "aşk" olunca nasıl bir tutum içerisine giriyorsunuz?
Bir çoğumuz "Ben bencilim.", "Ben hayalciyim.", "Ben değişkenim." gibi cümleler kurmaktan kaçınır.
"Aşk ve İlişki Rehberiniz" adlı kitabın yazarı Sonia Ducie'ye göre, doğum gününüzün aşk hayatınız üzerinde inanılmaz ve büyüleyici etkileri var.
Yazara göre numeroloji, diğer insanlarla olan fiziksel, duygusal, mantıksal ve ruhsal ilişkilerinizi anlamanızı sağlıyor.


Kişisel numaranızı bulmak için yapmanız gereken işlem çok basit...Ulaşmak istediğimiz şey tek basamaklı bir rakam elde etmek.Şayet doğum gününüz benimki gibi iki basamaktan oluşuyorsa;
Benim doğum günüm 16'sında.Yapacağımız işlem 1+6=7 ve tek basamaklı kişisel sayınıza ulaşabilirsiniz.
İşte sonuçlar...
Bencil birler: Doğuştan liderlik özelliğiniz ve kontrolü elinizde bulundurma isteğiniz, hayatınızın diğer alanlarında olduğu gibi aşk hayatınızda da kendini gösteriyor.Zorsunuz çünkü "Hep ben, hep ben!" diyorsunuz.Bu bencil yapınız, insanların sevgililerini çalmaya kadar gidebiliyor.

Romantik ikiler: Romantizm, sizin için en başta geliyor.Sevildiğinizi hissetmeye ihtiyacınız var.Siz de karşılığında sevgi veriyorsunuz.Sevgilinizin elini tutmaktan hoşlanıyorsunuz, çünkü bu sizin diğer yarınızla bağlantı kurmanızı sağlıyor.Çok verici bir insansınız, almayı da öğrenmelisiniz.

Flörtçü üçler: Flört, tam sizin için.Ama bu çoğu zaman başınızın belaya girmesine neden olabiliyor.Çevrenizi sarmasını istediğiniz yakışıklı erkeklerden, asılsız dedikodulara kadar bir çok konu sizi meşgul ediyor.Bu eğiliminizle, hayatın gerçeklerinden uzaklaşmak istiyorsunuz.

Tutkulu dörtler: Çok romantik ve tutkulu bir insansınız.Hem kendinizin hem de partnerinizin ihtiyaçlarını karşılamak ve tatmin etmek için elinizden geleni yapıyorsunuz.Güven sizin için çok önemli...Daha doğal ve rahat davranarak ilişkinize heyecan katabilirsiniz.

Değişken beşler: Rüzgar gibi değişkensiniz ve sizin bu yapınıza ayak uydurabilecek bir erkek arkadaşa ihtiyacınız var.Hayatınızdaki her kişi sizin için ayrı bir macera,aşk konusunda çok sabırsızsınız.Önünüze gelen herkesle birlikte olma eğiliminiz var.

Şefkatli altılar: Çarşafların arasında çok yeteneklisiniz ve birisine aşık olduğunuzda şefkatli ve cömertsiniz.Mantığınızla değil, kalbinizle hareket ediyorsunuz.Hayatınızda hiç olmazsa bir kere kırdığınız kalbi onarmak için çaba sarf edin.

Hayalci yediler: Sevdiğinize tapıyor, onun kendini mükemmel hissetmesini sağlıyorsunuz.Hayal kurmayı seven bir insansınız.Ve maalesef gerçekler sizi çoğu zaman zorluyor.Bu yüzden uzaktan seveceğiniz bir erkeği tercih ediyorsunuz.Kafa dengi bir erkek arkadaş bulmak bu yüzden biraz zor oluyor sizin için.

Oyuncu sekizler: Çevrenizi büyülüyorsunuz.Sevdiğiniz sizinle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyor ve kendini bu konuda şanslı görüyor.Aşkta kontrolü elinizde tutuyor, oyunlar oynamaktan hoşlanıyorsunuz.Kibirli ve bencil olabiliyorsunuz.Bu yüzden etkileme gücünüzü ve zekanızı kullanın.

Cömert dokuzlar: Çok verici bir insansınız.Ödülünüz ise eşinizi mutlu görmek.Yumuşak ve oyunlar oynamaktan hoşlanan bir insandan çılgın ve vahşi bir yaratığa dönüşebiliyorsunuz.Çok çabuk sinirleniyorsunuz, neyse ki bu siniriniz kısa sürede yatışıyor.

 Bende ek olarak onuncu maddeyi sunuyorum sizlere.:) Aşık onlar... Biraz romantik, fıldır fıldır gözleri oynayan bir flört delisi, tutkulu ve bir o kadar da oyuncu, duruma göre değişken, anne eli değmiş kadar şefkatli, pembe panjurlu hayalleri olan bir hayalci ve aşkın dibine vuracak kadar da duygularında cömert bir karakter...İşte size ideal eş tarifi.:)

Sen bu satırları okurken ...

Sen bu satırları okurken, ben yine burada başlayıp bitirdiğimiz şehirde olacağım.Mesafeler ayırır ya insanları, bizi de bir şişe dolusu mesafe ayırdı.
Uzaklıklar, mesafelerle ölçülmüyor artık...Bedenini, varlığını, en yakınında nefesini hissettiğine bile kilometrelerce uzaktasın belki de...Bakışlarım artık o eski seni görmez ve eskisi gibi bakamaz sana.Gözlerimin içi gülümserken yaşananlara inat, geride bıraktıklarına ve içindeki acıya rağmen; sen ise kalbi donuk bakışlarla, sevgisi alkol kokan kadehlerde ve "sen" artık gitmişsindir gülüşlerimden...


Her veda ağır gelir insana, özellikle güzel bir günün sonundaysa...İçim bomboş, hislerim alınmış adeta ve cümleler düğüm düğüm boğazımda...
Sevgimi, söylenecek tüm sözleri, yaşananları, yaşattıklarını ve sen'li herşeyi saldım nehre...Sen ise yine bir gece bünyene yenik düştün ve gülümseyerek, severek boşalttığın bir şişeyi bensizlikle doldurdun.Beni hiç şaşırtmadın.
Hissedilen acılar zamanla yok olur, sayesinde tüm acıları, sevinçleri, aşkı, mutluluğu, üzüntüleri hissettiğin kişi ise çoktan yok olmuştur.
Satırlar sona erdi."Biz"im gibi... Hoşça kal.

23 Şubat 2012 Perşembe

"Dengesiz" Bir Erkekle "Dengeli" Bir İlişki İçin...

Zaman zaman harika giden ilişkinizin bir tarafı olan erkek arkadaşınız bile oldukça aksi olabilir.Kızıp küsmek yerine, duygusal gel-gitler yaşayan erkek arkadaşınızı nasıl kontrol altına alabilirsiniz?
İşte cevabı...
Genelde dengesiz ününe sahip olan cinsiyet, kadınlardır.Ancak uzmanlara göre, gerçekte erkeklerin de ruh hali değişken olabiliyor."The Emotional Toolkit" (Duygusal Rehber) isimli kitabın yazarı Darlene Mininni, erkeklerin tedirgin olduklarında kadınlardan daha farklı davranışlar sergilediğini belirtiyor.
Bende sizlere dengesiz erkek arkadaşlarınızla baş edebilmeniz için küçük bir rehber hazırladım.İlişkinize bir de bu taktiklerle yön vermeye çalışın bakalım...

Sevgilinizin değişken halini tanımlayın!
Huysuz erkekler iki gruba ayrılır.İlk grup, kötü bir gün geçirdiği için hayal kırıklığı yaşayan ve ya tuttuğu takım yenilince dünyası yıkılan erkeklerden oluşur.İkinci grup ise hafta içinde duygusal anlamda bir çok iniş-çıkış yaşayan erkeklerden oluşuyor.Bu grupta bulunan bir erkek, düzenli olarak üzücü olayların moralini bozmasına izin verir.Aslında duygusal olması kötü bir özellik değil, böylece kendinizi kötü hissettiğinizin sinyalini hemen algılayabilir.
  Onu okumayı öğrenin!
Kadınlar kendilerini rahatsız eden şeyleri anlatmaya meyillidirler.Ancak erkekler içlerine kapanır ve ya duygularını anlamsız tepkilerle anlatmaya çalışırlar.Erkek arkadaşınız terfi alamadığı için canının sıkkın olduğunu size anlatmak istemez.Bunun yerine çoraplarını yanlış yere koyduğunuz için söylenmeyi tercih eder.Siz onun bu gizemli sinirine bir anlam veremezken, o kırılgan olduğunu görmenizi istemez.Bu nedenle ister günlük huysuzluk olsun, ister kronik vaka, erkek arkadaşınızın canını sıkan durumu öğrenmek için maalesef biraz çabalamanız gerekiyor.
Ancak yalnızca "Konuşmak ister misin?" sorusunu sormanız yeterli değildir.Ona daha ayrıntılı yada daha özel sorular sormanız gerekebilir.Örneğin "Patronun bugün ne yaptı?" gibi gibi...Sus pus olsa yada çocuk gibi davransa da vazgeçmeyin.Onu dinlemeye hazır olduğunuzu, fakat duygusal bir kum torbası olmadığınızı ona hatırlatmalısınız.
Bu noktadan sonra sorununu konuşup konuşmama tercihini ona bırakın.Fazla üstüne düşmeniz ters bir etki de yaratabilir; sizden kaçabilir.Meraklı olun ama onu boğmayın.

 Bakış açınızı değiştirin!
Sevgilinizin ruh halinden sorumlu olmadığınızı anlamanız gerekir.Biriyle çok fazla vakit geçirdiğinizde, onun kötü davranışlarına alışabilirsiniz.Bir adım geri atın ve kendinize dışarıdan bakın.Özellikle size karşı ne kadar sıklıkta huysuz davranışlar sergilediğini bir düşünün.Belki de normalde tahammül edebileceğinizden daha sık olduğunu göreceksiniz.Yada siz boşa alınganlıklar yapıyorsunuzdur.
Belki de buna daha ne kadar katlanacağınıza ve mutlu olup olamayacağınıza karar vermeniz gerekiyordur.


İlişkinizde her şeyi dengede tutmak o kadar da kolay olmayabilir, ama en azından çözümsüz sorunlarla sürekli huysuz tavırlar sergileyen bir erkek arkadaşınız olmasını istemezsiniz değil mi?!

22 Şubat 2012 Çarşamba

İlk Görüşte Aşka İnanır mısınız ?

Birileri tanıştırır, tesadüfler sizi buluşturur, aslında en yakın arkadaşınızdır, okulda yada iş yerinde tanışırsınız yada hiç ummadığınız anda markette, pazarda, asansörde, kafede vs vs bir bakışla başlar herşey... 
Peki sadece bir bakışınızla, bir anda ilk görüşte aşka mı tutulursunuz?Sizler için ilk görüşte aşkı biraz araştırdım ve sonuç oldukça ilginç... :)İşte ilk görüşte aşkın bilimsel bir açıklaması...


İngiliz psikologlar, kadınlar için ilk görüşte aşkın olmadığını ve aşkın altıncı görüşten itibaren oluştuğunu savunuyorlar.Araştırmaya göre bir kadının bir erkeğe aşık olabilmesi için erkeğin görüntüsüne, kokusuna, hareketlerine dikkat etmesi ve bunun için de tam 45 saniye, yani altı bakışa ihtiyacı vardır.
Bakalım neden altı kere bakma ihtiyacı hissediyoruz? Bu bakışların içerikleri neler?
  • İlk bakış ortalama 5 saniyedir.Erkeğin göz rengi ve bakışlarındaki ifadeye dikkat edilir.
  • İkinci bakış ortalama 10 saniyedir.Erkeğin dış görünüşüne ve kıyafetlerine dikkat edilir.
  • Üçüncü bakış toplamda 3 saniyedir ve onun saç stiline bakılır.
  • Dördüncü bakışta erkeğin ellerine dikkat edilir.Parmağında alyans var mı acaba???? :))
  • Beşinci bakışta erkeğin ayakkabılarına dikkat edilir.
  • Altıncı bakış ise 15 saniyedir.Erkeğin hareketleri, konuşma tarzı ve yüz mimiklerine dikkat edilir.
Tabii ki bu durumun kişiden kişiye değişeceğini söyleyen uzmanlar, Amerikalı kadınların da ilk olarak erkekte dudaklara, ardından kalçalara ve sonrasında da ondan hoşlanıp hoşlanmadıklarına baktıklarını belirtmektedir.
Kısacası midenizde kelebekler uçuşturan o duyguyu, aşkı hissetmeniz için sadece 45 saniye yeterli...:))))Ayrıca ilk görüşte aşık olduğunuz zaman fiziksel mekanizmanızdaki değişikliklerle ilgili yazdığım İlk Görüşte Aşk Böyle Başladı, Adı Üstünde "Yıldırım Aşkı" postunu da okuyabilirsiniz.
Peki ya siz? İlk görüşte aşka inanıyor musunuz? Yada bir erkekte ilk olarak hangi özelliklere dikkat edersiniz?

20 Şubat 2012 Pazartesi

Evlenilecek Erkek Var; Eğlenilecek Erkek Var !

Bekarsınız ya da bir ilişkiye adım atmak üzeresiniz.Uzun soluklu bir ilişkiye adım atarken yada erkek arkadaşınızla evlenme kararı almadan önce iyi düşünün.
Evlenilecek erkek nasıl olmalı? Hangi erkeklerle evlenilmez? Çevremdeki yaşanmış hikayelerden yola çıkarak sizler için yanıtlıyorum.


Hiç arkadaşı olmayan bir adamla asla evlenmeyin.
Bu, onun sosyalleşme problemi olduğunun bir göstergesidir.Zamanla sizin arkadaşlarınızdan da sıkılarak, sizi onlardan uzaklaştırmak isteyecektir.Üstelik bir eşte olması gereken en önemli özellik, aynı zamanda sizin en iyi arkadaşınız olabilmesidir.Dolayısıyla kimseyle arkadaşlık kuramayan birinin, sizin en iyi arkadaşınız olması çok uzak bir ihtimal olacaktır.
Ayrıca arkadaşlarıyla vakit geçirmeyen bir erkek, sürekli sizinle birlikte olmak isteyecektir.Birçoğunuz "ee ne güzel işte hep baş başa oluruz." diye düşünse de, emin olun bir süre sonra bu sizi fazlasıyla bunaltacaktır.Dikkat!

Gülmeyen birine asla güvenmeyin.
İçinden gülmek geldiğinde "cool" görünmek için kendini tutan, kahkaha atmayı beceremeyen bir erkek, asla kendi gibi olamayan erkektir.Hep bir başkası gibi yaşayan birine ne kadar güvenilir sizce? Neden soğuk ve donuk olduğunu anlamaya çalışın.Eğer olduğundan farklı görünmeye çalışan biriyse, uzaklaşın...

Kaçan trenin peşinden koşmayın.
Siz istasyonda bekleyen bir yolcu, erkekler ise o istasyondan geçen trenler gibidir.Treni kaçırdıysanız, sakın peşinden koşmayın.Bu size zarar verir.Nasıl olsa o istasyona başka trenler uğrayacak.Gidenin arkasından üzülmek yada koşmak yerine, hayatın önünüze yeni fırsatlar çıkarmasına izin verin.Unutmayın, giden gitmiştir.Belki de hayatınızın aşkı bir yerlerde, karşınıza çıkmak için bekliyordur.


İlişkiye hazır değilse, ciddiye alın.
Karşınıza çıkan erkekle frekanslarınız uyuşmuş, aranızda bir aşk kıvılcımı doğmuş olabilir.Ama bu illa ki uzun soluklu bir ilişki içine girdiğiniz anlamına gelmez.Size "bir ilişkiye hazır değilim." diyorsa, bunu bir aşık nazlanması olarak düşünüp, nasılsa geçer diye üstelemeyin.Hazır değilse karşınızdaki erkeği rahat bırakın.Yoksa sonra üzülen siz olacaksınız.
Hobileri olan erkekleri tercih edin.
Hayatı sadece işinden, futboldan yada arkadaşlarıyla gezmekten ibaret olan erkek, evlilikte yada uzun soluklu ilişkilerde çok sıkıcıdır.Hobileri olan bir erkek ise anlatacağı hikayelerle, deneyimleriyle ve size yaşatacağı farklı aktivitelerle hayatınıza renk katar.Evlenmek için kendi kendine olmayı seven ve hobileri olan bir erkeği tercih edin.

Kendinize saygı gösterin.
İşte biz kadınların yaptığı en yaygın hata...Karşımıza bir erkek çıkar.Aşık oluruz, onu yüceltir, yere göğe koyamayız.Hayatımızda onu "her şeyimiz" haline getiririz.Onun için yaşar, onunla geçen zamanlarda mutlu oluruz.İşte bu büyük hata! Kendinize ondan bağımsız bir yaşam alanı bırakın.Hayatınızın ondan geri kalan zamanlarında, elinizde kocaman bir "sıfır" kalmasın.Kendinizi ihmal etmeyin.  
İkizinizi aramayın.
Hayatınızı size tıpa tıp benzeyen birini aramakla geçirmeyin.Sizinle tamamen aynı zevklere ve görüşlere sahip biriyle hayat, sandığınız kadar eğlenceli olmayabilir.Önemli olan her ikinizin sahip olduğu farklı yönlerin ying-yang gibi birbirini tamamlayabilmesidir.Tanıştığınız erkeklere biraz zaman tanıyın, "bana benzemiyor." diye ön yargılı yaklaşmayın.Size hiç benzemeyen biriyle birbirinizi tamamlayabilir ve ondan birçok şey öğrenebilirsiniz.

Asla bir erkeğin adına dövme yaptırmayın.
Herkesin vücudunda "Ahmet, Mehmet..." diye sevgililerinin isimlerini dövme yaptırmaları moda oldu maalesef.Ama hayat bu, belli mi olur.Ayrılık da sevdaya dahilse, asla bir erkeğin adını dövme yaptırmayın.

Zor erkek tiplerinden uzak durun.
Geçinmesi en zor erkek tipleri kimler mi: Kıskanç erkekler, iş kolik erkekler, bağlanmaktan korkan erkekler ve tabii ki çapkın erkekler. :) İşte bu zor erkek tiplerinden biriyle karşı karşıyaysanız iki kere düşünün.Eğer ateş bacayı çoktan sardıysa geçmiş olsun.Bol uğraşılı ve sancılı bir ilişkiye merhaba deyin.:)

18 Şubat 2012 Cumartesi

Birileri "Seni Seviyorum" mu dedi ??

Bana sorarsanız, sevdiğiniz insana "Seni seviyorum." demek için bahaneye ihtiyacınız yok.Ne yani, illa yıl dönümü, sevgililer günü, doğum günü yada ay dönümü gibi günlere mi ihtiyacınız var?Ama "yok ben söyleyemiyorum, çekiniyorum." gibi klişelere saklanıyorsanız, işte size alternatifler...
"Seni seviyorum." demenin en güzel yolları, buyurun. :)




365 günlük bir mesaj kutusu yapın.
Sevgilinizin beğeneceği şekilde şirin bir kutu alın.İçine 365 tane küçük dilek, sevgi sözleri, sevgilinizle aranızdaki özel anıları ve ya onu ne kadar sevdiğinizi gösterecek küçük notlar yazın.Onu bir gün değil, her gün sevdiğinizi gösterecek daha güzel bir yol olabilir mi? :)






Aşkınızın Soundtrack'i olsun.
Sevgilinizin ve sizin en sevdiğiniz, özellikle birlikte dinlemekten zevk aldığınız, "sizin şarkılarınız"dan oluşan bir CD yapın.Böylece her dinlediğinde aklına siz ve güzel anılarınız gelecektir.








 Aşk kurabiyeleri yapın.
"Erkeklerin kalbine giden yol, midesinden geçermiş." sözü sanırım yeterince açık.:) Ona leziz kurabiyeler hazırlayın, ama bu sefer biraz farklı olsun.Üzerine "seni seviyorum." notu iliştirilmiş kurabiyelere kimse hayır diyemez.






Resimlerinizden kolaj yapın.
Bahsettiğim tabii ki sıradan bir kolaj değil.Yaratıcılığınızı kullanarak birbirinden ilginç ama en güzel anınızı yada anlarınızı süsleyebilirsiniz.Hatta çıkarttırdığınız fotoğrafları kendiniz bir kartona farklı açılardan yapıştırarak bile dünyanın en değerli eserini yaratabilirsiniz.Her şey size ve yaratıcılığınıza bağlı...:) 


Sizi anlatan bir "Aşk Defteri"niz olsun.
Bir defter edinin ve içine sevgilinizle ilgili düşündüklerinizi, hislerinizi, size hissettirdiklerini, hayatınızdaki yerini kısacası onunla ilgili her şeyi yazın.Sakladığınız özel mesajlar ve sizi en çok etkileyen, güzel anılarınızı da ekleyebilirsiniz.
Bir aşkı kendi kelimelerinizle anlatmak kadar güzel bir şey olamaz...



Kısacası sevgilinize, onu sevdiğinizi söylemek için özel bir güne yada bahaneye; ona, kendini özel hissettirmek için de milyon dolarlara ihtiyacınız yok.Ufak tefek uğraşlarla ilişkinize mutluluklar katabilirsiniz.Şimdiden kolay gelsin... :))

16 Şubat 2012 Perşembe

3 Adımda Aşkınızı Bakıma Alın

Uzun süren yada gelecek planları yaptığınız bir ilişkiniz vardı.Ama son zamanlarda eski heyecanın kalmadığını ve  sıradanlaştığınızı düşünmeye başladınız.
Dikkat! Tehlike çanları çalıyor, hemen 3 adımlık bir kür sunuyorum sizlere...:)

Birlikte seyahat edin.
İlişkinizin daha başlarındaysanız yada onu daha iyi tanımaya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, zamanınızın ve bütçenizin el verdiği kadar uzaklaşın bulunduğunuz yerden.Bunun için kilometrelerce gitmenize gerek yok, ikinizin de görmediği bir yere gitmeniz yeterli.Her zamankinden farklı bir çevrede , baş başa, birbirinizi "yaşamak" farklı hissettirecektir.
Ateş başında tulumların içinde romantik bir gece, belki de karların içinde tertemiz dağ havası alarak yapılan bir aşk ilanı...Her şey çok farklı olacak, emin olun.

Ona ciddi sorular sorun.
Başlangıç aşamasını geçip artık ilişkinizin büyük bir ciddiyetle devam ettiğini ve gelecekle ilgili planlar yapma aşamasına geldiğinizi düşünüyorsunuz.Bunu konuşmak ve planlarınızdan bahsetmek, erkek arkadaşınızın da planlarını öğrenmek isteyebilirsiniz.Fakat bunlar bir ilişki için, özelikle de bir erkekle konuşmak için gayet hassas konulardır."Biz ne olacağız?" gibi sorular sormak yersiz olacaktır.Örneğin gelecek planlarında yurt dışında yaşamak olan erkek arkadaşınıza konuyla ilgili sorular sormanız mantıksız değildir.

Her zaman dürüst olun.
Partnerinizle tartışmaktan ve konuşmaktan çekinmeyin.Canınızı sıkan konuları içinize atmak yada biriktirmek yerine suçlamadan, bağırmadan anlatmak daha yerinde bir hareket olur.
Hayallerden konuşun: Ona her zaman yapmak istediği ama yapamadıklarını sorun.Hayallerinizi paylaşmak aranızdaki bağı güçlendirir.
Korkuları hakkında konuşun: Ona yüzleşmekten kaçtığı korkularını sorun.Korkuları konusunda ona cesaret vermeniz, destek olmanız kendini daha iyi hissetmesine neden olacaktır.
Geçmişle ilgili konuşun: Ona çocukluğu ve gençliğindeki unutamadığı anılarını sorun.Geçmişiyle ilgili anılar, belki de size bazı ipuçları verebilir.

Bu ufak değişikliklerle belki de ilişkinizin küllenen ateşini yeniden alevlendirebilirsiniz.İletişim kurmak, her şeyin yoluna girmesini sağlayacaktır.Nasıl ki siz bayanlar yada baylar, giyim kuşamınıza, saçınıza başınıza, elinize ayağınıza dikkat ediyor ve bakım yapıyorsanız; ilişkinizin de buna ihtiyacı olabilir unutmayın...
Aşkla kalın.:)))

"Aşık Erkek" Tavırlarından Bellidir

Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor, seviyor...!
Artık bir erkeğin sizi sevip sevmediğini anlamak için güzelim papatyaları katletmenize gerek kalmadı.
İşte erkek arkadaşınızın yada eşinizin, size aşık olup olmadığını anlamanız için birkaç ipucu...:)


Sizi etkilemek için giyiniyor mu?
Bahsettiğimiz her daim podyumlardan fırlamış gibi giyinen tipler değil tabii ki.Zaman zaman sizin giydiğiniz t-shirtü giymesi, gitmeye karar verdiğiniz bir davette sizin giydiğiniz elbiseye uygun olması için kravat, mendil takması yada sadece siz giydiğiniz için ve uyumlu olmak için nefret ettiği renklerde giyinmesi...Bunlardan hiçbiriyle karşılaşmıyorsanız, muhtemelen açık renk bir jean ve üzerine de genelde düz renklerde bir t-shirt giyen, hiçbir şekilde "kendince" rahat ettiği bu tarzın dışına çıkmayan bir erkek arkadaşınız var demektir.Ve genelde bu tür erkekler evde boxerla gezen, giyimle kuşamla işi olmayan tiplerdir.Tabii ki biraz olsun dikkat ediyorsa sizinle uyumlu olmaya, bu iyiye işarettir; rahat olun.


Yaratıcı buluşma önerileri sunuyor mu?
Birlikte sinemaya gitmek ve ardından yenen güzel bir yemek, aslında güzel bir plandır.Ancak özel değildir.Size özel dakikalar yaşatacak bir yere götürmesi ve yaptığı plana kendinden de bir şeyler katması daha özel olacaktır.Mesela okuduğunuz kitapta yada dergide beğendiğiniz bir mekana sizden habersiz yaptırdığı bir rezervasyon, size daha özel biri olduğunuzu hissettirecektir.

Sizin için ne yapıyor?
Genelde erkekler yalnız yaşıyorlarsa, evleri o kadar da düzenli ve temiz olmayacaktır.Siz gideceksiniz diye evini temizliyor ve düzenliyorsa, ki çoğu erkek tüm bunları yapmaktan pek hoşlanmaz, evlilik için uygun olduğunun sinyallerini veriyor demektir.

Sizi görmek için önemli bir maçı kaçırıyor mu?
Tabii ki sıradan bir maç değil kastettiğim...Sonucu belli olan, aslında takip ettiği yada desteklediği bir takım değil ama o akşam maç var.Ama erkek arkadaşınız sizin yanınıza gelmeyi tercih ediyor.Boşuna sevinmeyin.Kupa maçının yapılacağı gün sizinle görüşmek isterse, epeyce bir yol katetmişsiniz demektir.Muhtemelen "futbol saplantısı olmayan" nadir görülen bir türe denk gelmediniz.:) Sizinle bu önemli maça rağmen görüşmek isteyen bir erkek arkadaşınız varsa, siz çoktan golü atmışsınız.Tebrikler...:)))

11 Şubat 2012 Cumartesi

♥♥ 14 ŞUBAT İÇİN SÜPER BİR FİKRİM VAR ! ♥♥

Sevgililer Gününe sayılı günler kaldı.Kimisi evde film izleyip sıradan bir gün gibi geçirmeyi planlarken bu özel günü, kimisi de farklı alternatifler arıyor.Bende sizlere bir kaç öneride bulunmak istedim.
Malum herkesin ilişkisi farklıdır, ya da ilişki tarzı farklıdır.Öyleyse sizlere şöyle bir önerim var.Öncelikle ilişki tarzınızı belirlemek için küçük bir teste ne dersiniz?Sonrasında da alaturkadan boheme onlarca alternatiften birini seçip, farklı bir gece yaşayabilirsiniz.
Haydi başlayalım... :)

Onunla aşağıdaki seyahatlerden hangisinde daha çok mutlu olursunuz?
a.Arabayla Ege koyları turu.
b.Gemiyle tüm Akdeniz kıyılarını gezmek.
c.Trenle Orta Avrupa'ya doğru yola çıkmak.
d.Sırt çantasıyla plansız bir şekilde oradan oraya gitmek.

İlişkinizi aşağıdaki görüntülerden hangisi en iyi anlatır?
a.Bir sehpanın üstündeki iki tane çay fincanı.
b.Gece deniz kıyısında bırakılmış iki terlik.
c.Bir dağ evindeki şömine ateşi.
d.Hiç durmadan çalan bir müzik kutusu.

Aşağıdaki sürprizlerden sizi en çok hangisi mutlu eder?
a.Evde yemek yerken, birden bir fasıl grubunun nostaljik şarkılarla geceye katılması.
b.Bir sandalla denize açılıp, şampanyalı küçük bir piknik yapmak.
c.Bir tiyatro oyununun sadece ikiniz için oynanması.
d.Arkadaşlarınızın da dahil olduğu şenlikli bir havuz partisi.

Aşağıdaki ikililerden hangisi sizin ilişkinizi tanımlıyor?
a.Rakı ve beyaz peynir
b.Türk kahvesi ve lokum
c.Şarap ve üzüm
d.Bira ve çerez

Aşkınıza yakışan en iyi semt hangisi?
a.Sultanahmet
b.Bebek
c.Kuledibi
d.Beyoğlu

a'lar çoğunluktaysa;
ALATURKA: Sizin ilişkiniz geleneksel aktivitelerden çok besleniyor.Eski Türk müziği şarkısı, bir bardak rakı, bol muhabbetli saatler ilişkinizin küçük mutlulukları arasında. 
Öyleyse işte size 14 Şubat tavsiyelerim;
Ziyade Fasıl, "Fasıl'ın en eğlenceli hali" sloganıyla yıllardır Suadiye ve Levent'te hizmet veriyor.14 Şubat'a özel bir menü hazırlayan şef Mustafa Alkan'ın enfes lezzetleriyle masanız donatılacak.Kişi başı ücreti 150 TL.
KalaBalık Restaurant, Şile'de safkan Yunan mutfağından lezzetler sunan mekanda Sevgililer Günü için baş aşçı Stathis Dapiapis kolları sıvamış.İlginç lezzetleri tatma şansı bulacağınız bu egzotik mekanın kişi başı ücreti ise 120 TL.

b'ler çoğunluktaysa;
ROMANTİK: Kelimenin tam manasıyla siz gerçekten de "aşk" dolu bir çiftsiniz.Özenle seçilmiş sözler, güzel planlar ve sürekli baş başa olmak ilişkinizin en büyük ihtiyaçları.
Öyleyse işte size 14 Şubat tavsiyelerim;
Lavanda Butik Hotel, Şile'nin Ulupelit köyüne çevirin rotayı...Ormanlık içindeki bu şirin otel, size hayalinizdeki romantizmi yaşatabilir.Tuğladan küçük evler eminim çok hoşunuza gidecek.
Conrad İstanbul, Beşiktaş'ta bulunan otelin 14. katında yer alan Summit'te özel bir DJ performans gerçekleşecek.Yemek büfesini ise afrodizyak lezzetlerin süslediği otelde kişi başı ücret 145 TL.+ konaklama isterseniz 575 TL. ödemeniz yeterli olacak.

c'ler çoğunluktaysa;
BOHEM: Siz hem tutkulu bir ikilisiniz hem de her türlü konuyu konuşan ve tartışan bir çiftsiniz.Konuşmak ve keşfetmek sizin aşkınızı temellendiriyor.
Öyleyse işte size 14 Şubat tavsiyelerim;
Çınar Hotel, Yeşilköy'de yarım yüzyılı geride bırakan hotelin mutfağında Sevgililer Gününe özel "Aşk-ı Memnu" menüsü hazırlanmış.Kişi başı ücreti 150 TL.+ konaklama isterseniz 100 Euro ödemeniz yeterli olacak.
Pipa, Nişantaşı'nda İtalyan mutfağına has lezzetlerin sunulduğu mekanda, Sevgililer Gününe özel "Love Bites" menüsü hazırlanmış.Kişi başı ücreti 120 TL.

d'ler çoğunluktaysa;
EĞLENCELİ: Siz kalabalık bir ilişki yaşıyorsunuz.Danslı ve müzikli organizasyonlar, plansız aktiviteler, seyahatler ilişkinizin can damarı.Hareket ve dinamizm sizin birinci kuralınız.
Öyleyse işte size 14 Şubat tavsiyelerim;
 Blackk, Ortaköy'de bulunan mekanda Sevgililer Gününe özel "Aşk Menüsü" hazırlanmış.Boğaz manzarasına karşı romantik bir yemek ve ardından kulüp bölümünde eğlence sizleri bekliyor.Ortalama kişi başı ücreti 100-150 TL.
360istanbul, Taksim'de enfes manzarası ve Sevgililer Gününe özel Hollandalı performans sanatçısı "Lady Marmalade" ile coşmaya hazırlanın.Menü hem lezzetli yemekleri hem de ilginç yemek isimleriyle dikkat çekiyor.Birkaç örnek vermek gerekirse, "Annene Söyleme", "Yakınlaş ve Gör", "Belki Bu Sefer"...İki kişi 300 TL'ye güzel vakit geçirebilirsiniz.
Sevgililer Gününde ve tabii ki devamında aşk, sevgi ve huzur peşinizi bırakmasın. ♥♥ :)

10 Şubat 2012 Cuma

Bir Film İzledim ve Hayatım Değişti :)

Tom: Kimsenin sevgilisi olmak istemiyordun, şimdiyse evlisin.
Summer: Bana da sürpriz oldu.
Tom: Asla anlayamayacağım galiba. yani hiç mantıklı gelmiyor.
Summer: Birdenbire oldu.
Tom: Evet işte anlamadığım da o. Birdenbire olan ne?
Summer: Bir sabah uyandığımda biliyordum.
Tom: Neyi biliyordun?
Summer: Seninleyken asla emin olamadığım şeyi.

Bu replikler dün akşam izlediğim ve gerçekten etkilendiğim bir filmden alıntı..."Aşkın 500 Günü (500 Day Of Summer)" hikayesi gerçek hayattan alınmış ve ilginç bir şekilde kurgulanmış, izlerken kendinizi kaptırıp vaktin nasıl geçtiğini kavrayamayacağınız bir film.
Beni cezbeden hikayesinin gerçek hayattan alınmış olmasıydı.Aşkın değişik evrelerini, gün be gün netlikle görebileceğiniz ve filmin sonunda "vay bee" diyebileceğiniz nitelikte bir film olduğuna emin olabilirsiniz.:)

Aşkta beklentilerin, umutların ve gidişatın her zaman aynı kalmadığını, hatta hayal kırıklıklarının gerçek bir aşkta ne kadar incitici olabileceğini göreceksiniz.Bazen hayatı kendi isteklerimiz doğrultusunda yaşarken, sadece kendi huzurumuzu ve rahatlığımızı düşünürken, aslında bir zamanlar sevdiğimiz yada sevdiğimizi sandığımız insanların hayatlarına ciddi etkilerimiz olabiliyor.Ve çoğunlukla da beklentiler ile gerçek birbirini pek de tutmuyor maalesef...

Gerçek aşkın varlığına inanmayan Summer (Zooey Deschanel) ile ona aşık olan genç ve başarılı bir adam Tom (Joseph Gordon-levitt) 'un değişik ilişkilerinden güzel sahnelerin yer aldığı "Aşkın 500 Günü"nü kesinlikle tavsiye ediyorum.
Şimdiden iyi seyirler... :)

8 Şubat 2012 Çarşamba

Sizin Aşkınızın Rengi Hangisi ?

Sevdiğiniz ve üzerinizde taşımaktan keyif aldığınız, kendinizi rahat hissettiğiniz renkler, aslında kişiliğiniz, nelerden hoşlandığınız ve hatta nasıl bir aşık olduğunuz hakkında ipuçları verir.
Peki hoşlandığınız kişinin beğendiği renklerden yola çıkarak, nasıl bir aşık olduğunu öğrenmek ister misiniz?

KIRMIZI: Aşkın ve arzunun rengidir.Favori rengi kırmızı olanlar, kışkırtıcı ve heyecan vericidir.Kendine güvenen, coşkulu, bazen de kontrolsüz olabilirler.Aşkta ihtiraslı olsa da, her zaman yeni bir aşk için hazırdır.





SİYAH: Bu rengi sevenler dominant ve tutkulu sevgili olurlar.Aşkı çok yoğun ve dolu yaşarlar.Onlar için monotonluk katlanılamaz bir durumdur.





YEŞİL: Güven ve huzur veren bir renktir.Yaratıcılığı ve üretkenliği anlatır.Aşk rengi yeşil olanlar sakin, dost canlısı ve şefkatlidir.Ağırbaşlı ve istikrarlıdır.Aşk konusunda ise özgürlüğüne düşkündür.

PEMBE: İnsanları rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir.Aşk rengi pembe olanlar, etrafa neşe saçan kişilerdir.Heyecan dolu ve eğlenceli aşıklardır.







SARI: Bu rengi seven kişiler, hırslı, zeki ve entellektüeldir.Aşk konusunda bencil olabilirler.Neşeli ve sevecen sevgili olanlar da, aldatmaya meyillidirler.










BEYAZ: Beyaz rengi seven kişiler nazik, asil ve alçak gönüllü kişilerdir.Aşk konusunda istikrarlıdırlar.Sevdiklerine sadık olurlar.

KAHVERENGİ: Denge rengidir.Kahverengi tutkunlarının dengeli bir aşk hayatı vardır.İnişli çıkışlı ilişkilerden pek hoşlanmazlar, sakin bir ilişki ararlar.Paylaşmayı severler.








MAVİ: Sakinliğin simgesidir.Mavi tutkunları için güven ve sadakat çok önemlidir.Tutkulu aşıklardır.En ufak şüphe ve güvensizlik, aşk konusunda kendilerini başarısız hissetmelerine yol açabilir.







TURUNCU: Duygusal ve hassas kişilerdir.Yapıcıdırlar.Heyecan verici, canlı ilişkiler tam onlara göredir.Kıpır kıpır bir ilişki isterler.

MOR: Bu renk asilliği, dengeyi ve kendine güveni temsil eder.Moru sevenler hayal dünyası geniş, sanata düşkün kişilerdir.Aşk konusunda ruh ikizlerini ararlar.

Ben kendi renklerimi seçtim; biraz siyah, biraz pembe, biraz beyaz ve biraz da mor karışımı olsun eeee daha ne olsun diyorum.:))) Peki sizin renginiz hangisi?????

(M)emorial'ın (E)n (C)oşkulu (K)ahramanları

Dün akşam ablam ve eniştemin çalıştığı, Türkiye'nin sayılı hastanelerinden bir olan, Memorial Hastanesi'nin Geleneksel Bowling Turnuvasının düzenlendiği, Profilo AVM'ye gittik.Turnuvaya Memorial Hastanesi (Şişli) ve bağlı bulunduğu kuruluşlardan Hizmet Hastanesi, Ataşehir Memorial Hastanesi ve Etiler-Suadiye Polikliniklerinden birçok personelin oluşturduğu 4'er kişiden 71 takım katılmıştı.İlginç takım isimleriyle hastane personelinin yaratıcılıklarını konuşturduğu geceden, sizler için seçtiğim isimler şöyle;
  • Bütçe-Raporlama Takımı: EBİTDA
  • Anestezi Takımı: KESER BİÇER
  • Proje Takımı: YIKIM EKİBİ
  • Eczane Takımı: XANAX
  • Üroloji Takımı: ÜRO-TEAM
  • Çağrı Merkezi Takımı: ATOM KARINCALAR
  • Radyoloji Takımı: RADBULL
  • Kan Bankası Takımı: VAMPİRLER
  • Tüp Bebek-IVF Takımı: SPERMEN ve BABY MAKER :))
Bitanecik ablamla turnuvanın başlamasını beklerken boş boş durmayalım dedik ve flaşlar patladı.:)
 İşte bizim ekip...:) Bütçe-Raporlama bölümü çalışanlarının olurşturduğu "EBİTDA" takımı sırasıyla Kenan Çıtırkı (enişteceğzimm), Emre Göneç, Cem Kara ve Mehmet Utku Barın'dan oluşuyordu.Özel ayakkabılarını giyip turnuvaya hazır olan takımımızda, en şanslı oyuncu Cem Bey'di sanırım.Yepyeni ayakkabıları ona uğur getirmiş olmalı...:))))
Ve turnuva başlaaaarrrr...
Hem çok eğlenceli, hem de tatlı bir rekabetle süren turnuva boyunca "EBİTDA" takımı elemanlarının atış sonrası sevinçlerinden bir derleme... :)

Turnuvada, atışlar arası verilen küçük molalarda yüzlerinden kahkaha eksik olmayan takım elemanlarımıza bizlerde eşlik ettik.
EBİTDA'nın karnesi...:)) Gecenin en başarılı oyuncusu Cem Bey olurken, muhteşem atışlarına ve senelerdir bowling oynayıp 4 kupa sahibi olan Emre Bey sanırım o gece pek de formunda değildi.Yine de atışları sonucu 521 puan yapan takımımız, umuyorum Cuma günü düzenlenecek finale kalabilir.
Finale,71 takımdan en yüksek puanlara sahip olan ilk 15'i katılacak.

Vee geceden son kare...Başarılı oyunlarıyla takım elemanlarının ve desteklemeye gelen arkadaşlarının yüzleri gülüyordu.
Kesinlikle çok eğlendiğimi söyleyebilirim.Ayrıca EBİTDA'ya, Cuma günü finalde başarılar diliyorum.Çekirdek aile enişteme ve ablama da, beni bu güzel geceye davet ettikleri için çok teşekkür ediyorum.
Cuma günü görüşmek dileğiyle... :)

Kadınların Duymaktan Asla Hoşlanmadığı 7 Söz !

Sayın Beyler, kadınlar hassas, kırılgan, narin ve sizlerden ekstra düşünceli olmanızı bekleyen varlıklar maalesef...Kimi zaman size arkadaş gibi yaklaşsalar da aradaki ince çizgiyi korumak ve kadınların hassas oldukları noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Buyurun erkeklerin kadınlara söylememesi gereken 7 söz!!!


 "Sen anlamazsın!"
Bir kere kadınların erkeklerden hiçbir eksiğinin olmadığının anlaşılması gerekiyor.Her ne kadar bu konunun uzatılmaması için erkekler "sen anlamazsın" deyip geçiyorlarsa bile, bu kadınlara yapılabilecek en büyük hatalardan biridir."Sen anlamazsın" demek, bir kadının konuyu anlayamayacak kadar aptal olduğunu, onun konuyu algılayamayacağı kadar zor bir şey olduğunu söylemeniz demektir.Ve bir kadın, asla böyle bir konumda olmak istemez.Bu nedenle konuştuklarınıza bazı konularda daha çok dikkat etmelisiniz.


"Kahküller yüzünü büyük göstermiş."
Bir kadına karşı iltifat ederken dahi "büyük" ve "geniş" kelimelerini kullanırken çok dikkatli olun.Erkekler nasıl ki "göbek" kelimesini duymaktan pek hoşlanmıyorlarsa, kadınlar da bu tür kelimelerden pek hoşlanmazlar.

"Hatalısın!"
Bir kadın hiçbir zaman haklı olmayabilir, fakat hiçbir zaman hatalı değildir.Bu kelimeyi ona sürekli tekrarlarsanız, sizden uzaklaşması an meselesidir.Hatalı gördüğünüzde bunu direk söylemek yerine sakince ve suçlamadan anlatmanız sizin yararınıza olacaktır.

"Aslanım!"
Kadınlar fiziksel olarak erkekler kadar güçlü olmasalar da, erkeklerin yaptığı bir çok işin altından başarıyla kalkabilirler.Ve tabii ki erkek arkadaşlarının yada eşlerinin, kadınları zaman zaman övmeleri daha mutlu hissettirebilir.Yalnız, burada dikkat edilmesi gereken nokta kadınlarla asla bir erkek arkadaşınızla yada kankanızla konuştuğunuz gibi konuşmamanız gerekiyor.Kadınlara hitap ederken kullandığınız sıfatlar, onlar için tahmin ettiğinizden çok daha önemli!

"Adet gününde misin?"
Bir kadının davranışlarında fazladan asabiyet gözlemliyorsanız, büyük ihtimalle zaten adet günündedir.Tavırlarının istem dışı geliştiğini ve duygularını özellikle bu dönemde uç noktalarda yaşadığını unutmadan; bunu bildiğinizi kendinize saklayın!Kesinlikle bunu, onun yüzüne vurmayın!


"Annemin yaptığı gibi değil!"
Hiçbir zaman annenizi, sevgiliniz yada karınızla karşılaştırmaya kalkmayın.Her şeyden önce şunu unutmayın, anneniz başkaları ile ölçülecek biri değil!Ayrıca bir diğer önemli konu da, emin olun, sevgiliniz yada eşiniz de kesinlikle anneniz gibi olmak istemez.Onun da kendine ait özel yetenekleri, ilgi alanları ve becerileri var.Annenizi olabildiğince ilişkinizin dışında tutun.

"Sadece bir kedi."
Kız arkadaşınıza yada eşinize sevimli gelen hiçbir şey "sadece" ile geçiştirilemez.Siz de sevimli ve sempatik olduğunu kabul edin ve bunu söylerken tavrınızı iyi ayarlayın.Bu sevdiğiniz insanı ve fikirlerini ne kadar önemsediğinizi de gösterir.

6 Şubat 2012 Pazartesi

Kadınları Anlamak İçin 10 Küçük Dokunuş

Sevdiğiniz kadını anlamak, isteklerine cevap verebilmek ve mutlu birlikteliğinizi bir ömür sürdürmek için, işte sizlere küçük bir "kadınları anlama klavuzu"...
Bakın kadınlar neler ister?!


Anlaşılmak...
İletişim kurabilmek, her ilişkinin sağlığı için olmazsa olmazdır.Eğer bir kadının ufak bile olsa bir problemi varsa, emin olun onu dinlemenizi istiyordur.Bir takım problemler erkekler için çok anlamlı gözükmese de empati kurun, dinleyin ve anlamaya çalışın.Bu özveriyi göstermek bile bir kadını rahatlatır ve onu anladığınızı yada anlamaya çalıştığınızı gösterir.


Kararlılık...
Bir kadın, karşısındaki insanın ne kadar kararlı olduğunu hissederse, o kadar güven besler.Hayatta ne kadar kararlıysanız, ayaklarınız o kadar yere basıyor demektir.Kadınlar her zaman ne istediğini bilen erkeklere kendini daha çok teslim eder, çünkü istendiklerini bilmeleri onları son derece mutlu edecektir.

Saygı...
Hayatta neyi saygı üzerine kurarsanız kurun, olumlu gittiğini göreceksiniz.Aynı şekilde kadınlar da kendilerine saygı duyulmasını isterler.Bunun en büyük sebebi, kadınlar ilişkilerinde saygı gördükleri kadar kendilerini değerli hissederler.Unutmayın ki, bir kadına, onun fikirlerine saygı duyduğunuzu hissettirirseniz, hiçbir şey onun için külfet olmayacaktır.

Özveri...
Kadınlar, ilişkilerinde her zaman verdikleri emeklerin yansımasını görmek isterler.Bunu göstermenin en güzel yolu özveri göstermek ve fedakarlıkta bulunmak olacaktır diyebilirim.Bir kadın en ufak bir şeyin bile sadece kendisi için yapıldığını gördüğünde inanın kendini çok mutlu hissedecektir ve bu mutluluk ilişkinin tamamına yansıyacaktır.



Özgürlük...
Kadınlar genellikle ilişkilerinde tüm hayatı paylaşmayı arzulasalar da, kendilerine ait bir alan bırakılmadığında işler değişebilir.Unutmayın ki, kadınlar kendilerine ait bir özgürlük alanı kalmadığında kendilerini kafeste gibi hissedeceklerdir.Böyle bir durumda bir kadının kendine alan açması ve özgürlüğünü kazanması için hırçınlaşmaması imkansızdır.



Doğallık...
 Sadece olduğunuz gibi olmak, bazen tüm sorunların çözümüdür.Eğer bir kadına olmadığınız biri gibi davranılıyorsa, emin olun bunu anlar ve anladığında artık hiçbir şey ona inandırıcı gelmeyecektir.Kadınların sezgilerini hafife almamak gerekir.


 İlgi...
Bir erkeğin, bir kadının üzerinde her zaman ilgisini hissettirmesi gerekir.Tabii ki bunu yapmanın sayısız yolu var.Ufak bir jest, sarf edilen güzel sözler, bazen bir dokunuş, belki de sadece bir bakış...İnanın, bir kadına, ona ait olduğunuzu hissettirmek sandığınızdan daha kolay.Yeter ki, ilginizi üzerinde hissetsin.



Hatırlanmak...
Doğum günü, yıldönümünüz, sevgililer günü yada yılbaşı gibi özel günler kadınlar için çok daha anlamlıdır çoğu zaman.Bu özel günleri unutulmaz ve diğer günlerden farklı kılmanız, bir kadının yüzünü tahmin ettiğinizden çok daha fazla güldürecektir.Tabii ki bu ilişkinizde de büyük farklılıklar yaratacaktır.




Sürprizler...
Bir kadını mutlu etmek, bazen tahmin ettiğinizden daha kolaydır.Onu sadece birazcık şımartmanızın vereceği mutluluk tarif edilemez.Hiç beklemediği anda verdiğiniz bir hediye, Özel bir gün olmamasına rağmen alacağınız bir demet çiçek yada kendi ellerinizle sadece onun için pişirdiğiniz güzel bir yemek bir kadının karşısındakine daha çok bağlanmasını sağlayacaktır.

Güven...
 Bir kadın için herşey güvenle başlar.Her konuda güvenilirlik bir kadın için bir lüks değil, bir ihtiyaçtır; çünkü güven demek teslimiyet demektir.Özellikle bir erkeğe olan güveni karşılıklıysa, zaten huzur kendiliğinden gelecektir.Ama sakın unutmayın, kadının güvenini kazanmak ne kadar zor bile olsa, sonrasında yaşanacaklara kesinlikle değecektir.

5 Şubat 2012 Pazar

İlişkiyi baltalayan 3 önemli davranış

Her ilişkinin kendine has sorunları illa ki var.Fakat bir genelleme yaptığımızda en temel 3 sorun, sizlere de yabancı gelmeyecektir.Bu davranışalar size aitse siz, eşinize yada sevgilinize aitse o, artık bu davranışlara bir son verip ilişkiyi sabote etmekten vazgeçmeli diye düşünüyorum.Şayet ki bir gelecek planınız varsa...

Her şeyi sizin bildiğinize inanmak...
Belki bütün soruların cevaplarına sahip olan sizsiniz, sorunlara daha pratik çözümler bulmak adına hataları daha kolay görebiliyorsunuz.Fakat düzenli olarak eşinizin yada sevgilinizin hatalarına dikkat çekip düzeltmeye çalışmak, onun sinirini bozmaktan başka bir işe yaramaz.Ve bu şekilde sürekli hata düzeltici bir konumda olmanız sizi de itici biri haline getirebilir.
Biraz kendinizi tutmayı, ilişkinin "çok bileni" olmamayı deneyin.Üstelik şunu da unutmayın ki, sürekli hatası düzeltilen yada fikirleri için uyarılan kişi, zamanla fikirlerini beyan etmekten kaçınabilir.Bu da iletişimsizlik olarak geri dönebilir.
Ayrıca sessiz kalmanın bir diğer ve bence en büyük faydası da karşınızdaki kişiyi daha iyi tanıma şansınızın olmasıdır.Sürekli sizin düzelttiğiniz birini mi tercih edersiniz, yoksa size göre kendini düzeltmeye çabalayan birini mi?!



 İletişim kuramamak...
İletişim kuramadığınız, sıkıntılarınızı, sorunlarınızı, dertlerinizi paylaşamadığınız biriyle bir ilişkiyi yürütmeniz pek mümkün değil.Bir şey canınızı sıktığında, bunu eşinize yada sevgilinize açıkça anlatabilmelisiniz.Aynı şekilde onda da üzgün yada mutsuz bir ifade seziyorsanız, neler olduğunu mutlaka sormalısınız.
Unutmayın, sorunları paylaşmak sizi birbirinize daha da çok yakınlaştırır.Aksi takdir de, fazla gitmeyecek bir ilişki için boşa çırpınmayın derim...


Sürekli kendini savunmak...
Bu davranış çoğu zaman yapan kişi tarafından fark edilmez.Eşlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan, sürekli kendilerini savunması ayrılığı getiren davranışlardan biridir.
Her davranışa bir bahane bulmak, olumsuz bir eleştiri karşısında "Sen bunu daha çok yapıyorsun." deyip oku ona çevirmek, onu dinlemeden fikirler beyan etmek ilişkiyi olumsuz etkileyecektir.Savunma odaklı değil, anlama odaklı bir ilişki kurmaya çalışın.Kısacası sidik yarıştırmayın.:)

Kadın yada erkek olun, hiç fark etmez, ilişkide asıl olan sevgi ve saygıyla aşkı canlı tutmaksa, karşınızdakini düşünmek, anlamak ve hatalarınızı kabul edip düzeltmeye çabalamak zorundasınız.Tabii karşınızdakinin "hayatınızın kadını" yada "hayatınızın erkeği" olduğunu bütün benliğinizle inanıyorsanız...
Aşkla kalın...:)))

cins(N)iyet !

Şöyle bir etrafınıza baktığınızda bazen kendinize o kadar benzer özelliklerde erkekler görebiliyorsunuz ki...Fakat bu benzerlikler düşünce yapısı, davranışlar falan olmayıp da, tamamen dış görünüşle alakalı olunca biraz tuhaf kaçıyor malesef.
Son zamanlarda erkeklerdeki feminen görüntü iyice çığırından çıkmış durumda.Bir kafeye gidip oturduğunuzda yada alışveriş merkezlerinde etrafınızda dolaşan fazla sayıda kürklü montlar, rengarenk pantolonlar, çiçekli böcekli desenlere bürünmüş gömlekler kazaklar giymiş, şallar takmış, çeşitli aksesuarlarla kendini süslemiş, pırıl pırıl parlayan deri pantolonlarla rahatlıkla gezerken beline kadar uzun saçlarını savuran "erkekler" görmeniz mümkün!


Biz bayanlara özel bazı giyim ve aksesuar ürünlerini tercih eden bu beylere sormak lazım; biz sizin yumurta topuk ayakkabılarınızı giysek, takım elbiselerinize ortak olsak yada kuaför yerine berbere gitsek nasıl hissedersiniz acaba???
Şahsi görüşüm, eğer farklı cinsiyetlerdeysek farklı giyim tarzlarımız olmalı ve görüntü kirliliği oluşturmamalıyız!
Tabii bu konuda sadece erkekleri de suçlamamak lazım.Stil danışmanı yada imaj maker adı altında tonlarca para alıp, defilelerde tarz yaratmak adına erkek mankenlerin salına salına kürkler, deri pantolonlar vs vs içinde yürümelerine sebep olan bu insanlara da lafım...
Buyrun size bir defileden eminim bayanların kendilerinde olsa çok hoşuna gidecek kürklü montlar, deri pantolonlar vs vs...
Dolce&Gabbana gibi çok ünlü bir markanın defilesi malesef!!!Özellikle en baştaki gibi bir yakınım olsa, değişe değişe giyerdik beraber...:)))

Soldan 3. elemanın çantasına bayıldım, annemde de vardı bunun bir benzeri... :)))))

Bu kadarına da pes diyorum açıkçası.Kadınların bile giyerken bir kez daha düşündüğü deri taytlar, erkeklere feminen ötesi bir görüntü katmış.Bunlar bizim dişiliğimizi ortaya çıkaran, çekici kıyafetlerken; cinsiyetlerini unutan erkeklerin niyeti ne olsa gerek!!!